Перевод: с турецкого на английский

с английского на турецкий

ev+almak

  • 1 almak

    v. exchange, take, get, buy, receive, accept, take in, seize, capture, conquer, pick up, gain (weight), put on (weight), admit, assume, borrow, collect, come in, divest smb. of, draw, enter on, enter upon, enucleate, excise, extract, fetch, garner
    * * *
    1. receive 2. take

    Turkish-English dictionary > almak

  • 2 almak

    "to take, to get; to receive; to buy; to take sb in marriage; to hold; to take along; to call for; to capture, to conquer; to catch (cold); to take on, to hire, to employ; to move; to remove, to take away;to sweep, to clean, to dust; to sense, to smell, to"

    İngilizce Sözlük Türkçe > almak

  • 3 almak

    ",-ır 1. /ı/ to take. 2. /ı/ to get. 3. /ı/ to buy. 4. /ı/ to receive; to accept. 5. /ı/ to steal. 6. /ı/ to marry (a girl). 7. /ı/ to take, hold, be able to contain. 8. /ı/ to take along. 9. /ı/ to capture; to conquer. 10. /ı/ to take (a bath, medicine, a drink). 11. /ı/ to catch (cold); to catch (fire). 12. /ı/ to take on, hire, employ. 13. /ı/ to remove, take away, pluck out. 14. /ı/ to move. 15. /ı/ to sweep, clean, dust. 16. /ı/ to sense, smell, hear. 17. /ı, a/ to put (something) on, throw (a garment) over (oneself). 18. /ı, a/ to take (someone, something) into (one´s care or protection). 19. /ı, a/ to take (something) as being (something). 20. /ı/ to take (water). 21. /ı/ (for wind, flood) to carry away, destroy. 22. /ı/ (for smoke, fear) to overwhelm, cover, sweep through. 23. /ı/ to cover, travel (a distance). 24. /dan/ to take the attitude of. 25. /dan/ to shorten. 26. to begin all at once. Aldı.... (before a name, in folk literature)... began to recite. Aldığı aptes ürküttüğü kurbağaya değmez. colloq. The gain is less than the loss. Al aşağı, vur yukarı.... with a lot of bargaining. Al benden de o kadar. colloq. 1. I am as bad off as you. 2. I agree. Al birini vur ötekine/birine. colloq. One is no better than the other. Al cevabını otur aşağı. colloq. Now you are answered. Al gülüm, ver gülüm. colloq. 1. They are fluttering and fussing over each other. 2. You know how to take; now learn how to give. Alan razı, satan razı. colloq. Since the two have agreed nobody else should interfere. Al sana. Here! Take it! Al sana bir (bela) daha. colloq. Here is another (trouble) for you. Al takke, ver külah.... 1. struggling, tumbling with one another. 2. with a great struggle. 3. becoming very intimate with each other. alıp vereceği olmamak 1. to be all square on the accounts. 2. /la/ to have no relations (with). alıp verememek /la/ to have a disagreement (with). alıp vermek 1. to have one´s heart beat wildly. 2. to turn over a matter in one´s mind, dwell on a matter. 3. /ı/ to exchange, trade. Aldı yürüdü. colloq. 1. He has gotten rich quickly. 2. He has become famous in a short time. 3. It progressed well. It prospered and grew. alıp yürümek to make headway. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > almak

  • 4 emniyete almak

    emniyete almak (tetik)
    v. uncock

    Turkish-English dictionary > emniyete almak

  • 5 filme almak

    v. picturize
    --------
    filme almak (kitap vb.)
    v. screen

    Turkish-English dictionary > filme almak

  • 6 geriye almak

    v. put back
    --------
    geriye almak (saat)
    v. set back

    Turkish-English dictionary > geriye almak

  • 7 okuldan almak

    okuldan almak (başarısızlıktan)
    v. flunk

    Turkish-English dictionary > okuldan almak

  • 8 omzuna almak

    v. shoulder
    --------
    omzuna almak (giysi)
    v. fling on

    Turkish-English dictionary > omzuna almak

  • 9 parça almak

    v. cannibalize
    --------
    parça almak (organ)
    v. resect

    Turkish-English dictionary > parça almak

  • 10 su almak

    v. make the water, water
    --------
    su almak (gemi)
    v. ship

    Turkish-English dictionary > su almak

  • 11 sırtına almak

    v. hump
    --------
    sırtına almak (giysi)
    v. fling on

    Turkish-English dictionary > sırtına almak

  • 12 uçlarından almak

    uçlarından almak (saç)
    v. trim

    Turkish-English dictionary > uçlarından almak

  • 13 çembere almak

    v. encircle, ring, hoop
    --------
    çembere almak (savaş)
    v. pocket

    Turkish-English dictionary > çembere almak

  • 14 tedbir almak

    to take measures önlem almak

    İngilizce Sözlük Türkçe > tedbir almak

  • 15 bilgi almak

    get a line on
    * * *
    consult

    Turkish-English dictionary > bilgi almak

  • 16 borç almak

    v. borrow
    * * *
    borrow

    Turkish-English dictionary > borç almak

  • 17 dikkate almak

    v. consider, take into account, pay attention to, take notice, take account of, regard, take cognizance of, consult, debate, deem, mark, reckon among, reckon with
    * * *
    consider

    Turkish-English dictionary > dikkate almak

  • 18 içine almak

    v. contain, include, comprise, be inclusive of, implicate
    * * *
    comprise

    Turkish-English dictionary > içine almak

  • 19 nefes almak

    v. breathe, take a breath, inhale, respire, draw a breath, draw breath, draw in, suspire
    * * *
    breathe

    Turkish-English dictionary > nefes almak

  • 20 ödünç almak

    v. borrow, raise a loan, take on loan
    * * *
    borrow

    Turkish-English dictionary > ödünç almak

См. также в других словарях:

  • almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Almak — Stern Alamak (γ And) Beobachtungsdaten Epoche: J2000.0 Sternbild Andromeda …   Deutsch Wikipedia

  • l k almak — almak I, 40, 41, 46, 51, 53, 99,114,149, 168. 175, 236, 329, 367, 373, 412, 421, 440; I I, 13, 24 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • Almak — Gamma Andromedae Almach (γ Andromedae) Données d observation (Époque J2000.0) Ascension droite 02h 03m 54s Déclinaison +42° 19′ 47″ Constellation Andromède Magnitude apparente …   Wikipédia en Français

  • Almak — This interesting and unusual surname is of early medieval English origin, and is a good example of that sizeable group of early English surnames created from the habitual use of a nickname. In this instance the nickname was originally given to… …   Surnames reference

  • icazet almak — 1) izin, onay almak Bir çift ayakkabı almak için dahi ondan icazet almak zorunda kalıyorum. A. Kulin 2) diploma almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • elden almak — 1) bir malı pazara çıkarılmadan sahibinin elinden satın almak 2) herhangi bir şeyi biriyle yüz yüze görüşerek almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hedef almak — 1) (bir şeyi) nişan almak 2) (bir şeyi) ulaşılmak istenen amaca göre davranmak 3) (bir şeyi) bir kimseyi, bir yeri yıpratmak, eleştirmek amacıyla karşısına almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ileri almak — 1) öne almak 2) saati önceki vakte almak, öne ayarlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öç almak (veya çıkarmak) — yapılan bir kötülüğün acısını kötülük yaparak çıkarmak, intikam almak Öç almak ister gibi konuşuyordu ama kime taş attığı belli olmuyordu. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • randevu almak — bir kimseden belli bir saat ve yerde buluşmak için söz almak, gün almak Adamcağız, samimi bir refah ve zevkle yeni bir randevu aldıktan sonra gitti. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»