Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

etw+gegen+jdn

  • 1 fit

    fit s s
    1. Aufwiegelung f, Hetze f
    2. ( fam)
    1) bir şeye \fit olmak ( razı olmak) mit etw einverstanden sein
    biriyle \fit olmak ( ödeşmek) mit jdm quitt sein
    2) birine \fit vermek [o sokmak] jdn gegen jdn aufhetzen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > fit

  • 2 güvensizlik

    ohne pl Misstrauen nt
    bir kimseye/şeye \güvensizlik duymak gegen jdn/etw Misstrauen hegen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > güvensizlik

  • 3 baş

    baş s
    1) ( kafa) Kopf m; ( ser) Haupt m
    \baş döndürücü Schwindel erregend
    \baş göstermek sich zeigen; ( ortaya çıkmak) auftreten
    birini \baş göz etmek ( fam) jdn unter die Haube bringen
    \baş kaldırmak sich auflehnen (-e gegen), revoltieren (-e gegen); ( isyan etmek) rebellieren (-e gegen)
    \başım dönüyor mir ist schwindelig
    birinin \başına bir hâl gelmek jdm stößt etw zu
    bir şeyden \başını alamamak sich vor etw nicht retten können
    birinin \başını bağlamak ( fam) jdn unter die Haube bringen
    \başını sokacak bir yeri olmak ( fig) o ( fam) ein Dach über dem Kopf haben
    \başını taştan taşa çarpmak ( fig) (etw) bitter bereuen
    işi \başından aşkın olmak ( fig) o ( fam) bis über beide Ohren in Arbeit stecken
    2) ( topluluğu yöneten kimse) Oberhaupt m
    bir devletin \başı der Oberhaupt eines Staates
    3) ( başlangıç) Anfang m, Beginn m
    \başından beri/itibaren von Anfang an
    \başından sonuna kadar von Anfang bis Ende
    \baştan von Anfang an
    \baştan \başa von Anfang bis Ende
    gelecek haftanın \başında Anfang nächster Woche
    mayıs \başında Anfang Mai
    yılın \başında am Anfang des Jahres
    4) anat (meme \başşı) Warze f
    5) naut Bug m
    geminin \başı bocaya/orsaya kaçıyor der Bug des Schiffes dreht nach Lee/Luv
    6) (\başbakan) Präsident(in) m(f); (\başhekim) Chef m; (\başmakale) Leit-; (\başmüfettiş) Ober-; (\başsavcı) Ober-, General-; (\başrol) Haupt-
    7) ( unpers)
    bir şeye \baş almak für etw Zeit finden
    bir kimseyle/şeyle \baş edebilmek ( fam) mit jdm/etw fertig werden
    bir kimseyle/şeyle \başa çıkmak mit jdm/etw fertig werden
    \başı belaya girmek ( fam) in Teufels Küche kommen
    \başı dara düşmek in Not geraten
    \başımla beraber! ( seve seve) gern(e) !; ( memnuniyetle) mit Vergnügen!
    \başın sağ olsun! mein aufrichtiges Beileid!
    birinin \başına binmek [o çıkmak] ( fig) o ( fam), jdm aufs Dach steigen
    birinin \başına bir şey gelmek jdm etw passieren
    birinin \başını belaya sokmak ( fam) jdn in Teufels Küche bringen
    dün \başıma bir şey geldi gestern ist mir etw passiert

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > baş

  • 4 çarpmak

    çarpmak <- ar>
    I vi
    1) stoßen (-e/-e an/gegen), prallen (-e/-e an/gegen/auf)
    birbirine \çarpmak aneinanderstoßen, aufeinanderstoßen [o -prallen]
    bu köşeye ikide bir dizimi çarpıyorum an dieser Ecke renne ich mir immer wieder das Knie an
    dolaba \çarpmak sich am Schrank stoßen
    geçerken bana çarptı beim Vorbeigehen stieß er mich an; ( bilerek) beim Vorbeigehen rempelte er mich an
    2) aufprallen (-e auf)
    başka bir arabaya \çarpmak auf einen anderen Wagen aufprallen
    3) göze \çarpmak ins Auge fallen, auffallen
    bir şey göze çarpıyor etw fällt auf
    4) ( vurmak) schlagen
    başıyla masanın kenarına \çarpmak mit dem Kopf gegen die Tischkante schlagen
    elektrik \çarpmak einen Schlag bekommen
    kalbi çarpıyor sein Herz schlägt
    II vt
    1) math malnehmen (-le mit), multiplizieren (-le mit)
    ikiyi iki ile \çarpmak Zwei mit Zwei multiplizieren
    2) ( fig) o ( fam) ( dolandırmak) prellen
    birinin parasını \çarpmak jdn um sein Geld prellen
    3) ( yırtıcı kuş) schlagen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > çarpmak

  • 5 davranmak

    vi
    1) sich benehmen, sich verhalten; ( muamele etmek) behandeln (-e)
    birine iyi/kötü \davranmak sich jdm gegenüber gut/schlecht benehmen, jdn gut/schlecht behandeln
    yakışıksız \davranmak sich danebenbenehmen
    2) handeln
    bir şeye aykırı \davranmak gegen etw handeln
    duygusal/düşünerek \davranmak im Affekt/bedacht handeln
    3) ( muamele etmek) behandeln (-e)
    birine iyi/kötü \davranmak jdn gut/schlecht behandeln
    4) ( bir şeye el atmak) greifen (-e zu)
    silah( lar) a \davranmak zu der/(den) Waffe(n) greifen
    tabancaya \davranmak zur Pistole greifen
    davranma! keine Bewegung!

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > davranmak

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»