-
1 eskitmek
vt2) ( yaşlandırmak) altern lassen, alt werden lassen3) ( yıpratmak) abnutzenayakkabıları/pantolonu \eskitmek die Schuhe/Hose abtragen -
2 eskitmek
eskitmek (-i) altern lassen, alt machen; Kleid usw abtragen; fig negativ: lebendig halten -
3 eskitmek
-
4 eskitmek
v. wear out, outwear, wear off, fret, ladder, wear away, wear down -
5 eskitmek
kevn kirin -
6 eskitmek
В изна́шивать, носи́ть (зана́шивать) до дыр -
7 eskitmek
أبلىأنضى -
8 eskitmek
1. أبلى [أَبْلَى]2. أنضى [أَنْضَى] -
9 eskitmek
to wear sth out, to age -
10 eskitmek
/ı/ to wear to pieces, use up. -
11 dokuz yorgan eskitmek
прожи́ть до́лгую жизнь -
12 gömlek eskitmek
прожи́ть до́лгую жизнь -
13 dokuz
де́вять* * *де́вятьdokuzumuz — де́вять челове́к из нас
dokuzda bir — одна́ девя́тая
••- dokuz doğurmakdokuz ayın çarşambası bir araya gelmek — погов. всё ра́зом свали́ться на го́лову
- dokuz körün bir değneği
- dokuz köyden kovulmuş
- dokuz yorgan eskitmek -
14 eskitilmek
страд. от eskitmek -
15 gömlek
руба́шка (ж) соро́чка (ж)* * *озвонч. -ği1) руба́шка, соро́чкаgömlek değiştirmek — а) меня́ть руба́шку / соро́чку и т. п.; б) линя́ть; меня́ть ко́жу ( о змее); в) перен. меня́ть [своё] мне́ние / убежде́ние; меня́ть хара́ктер; меня́ть своё лицо́
deli gömleği — смири́тельная руба́шка
iç gömleği — нате́льная руба́шка, ни́жняя соро́чка
2) чехо́л, футля́р, кожу́хsu gömleği — водяна́я руба́шка, руба́шка охлажде́ния
3) поколе́ние, коле́но4) па́пкаbana bu dosya için bir gömlek bul — найди́ мне па́пку для э́того де́ла
5) анат. са́льник, дубликату́ра брюши́ны••- gömleğinden geçirmek -
16 eskitmemek
v. (neg. form of eskitmek) wear out, outwear, wear off, fret, ladder, wear away, wear down -
17 gömlek
gömlek <- ği> Hemd n; Überzug m; Futteral n; Hülse f; Muffe f; fig Generation f; TECH Mantel m; TECH (Glüh)Strumpf m; Aktendeckel m; BUCH Schutzumschlag m;bir gömlek etwas, eine Stufe, ein Grad;dosya gömleği Aktendeckel m;gecelik gömlek Nachthemd n;gömlek değiştirmek ZOOL Haut wechseln;gömlek değiştirir gibi fig wie eine Wetterfahne;gömlek eskitmek große Lebenserfahrung haben; ein langes Leben hinter sich (D) haben;gömleği kalın wohlhabend -
18 basa basa
-
19 eskitme
-
20 pabuç
Schuh mbir şey için \pabuç eskitmek [o paralamak] ( fig) die Sohlen nach etw ablaufensağlam \pabuç olmamak ( fig) windig sein, nicht zuverlässig seinpabucu dama atılmak ( fig) ins Abseits geraten, weg vom Fenster seinbirinin pabucunu dama atmak ( fig) jdm den Rang ablaufenbirinin iki ayağını bir pabuca sokmak ( fig) jdn in Bedrängnis bringen
- 1
- 2
См. также в других словарях:
eskitmek — i 1) Çok kullanarak eskimiş duruma getirmek, yıpratmak Çocuk pantolonunu eskitti. 2) Yaşlandırmak Alkol, tütün ve aşk eskitti beni. A. İlhan 3) mec. Etkisini sürdürememek, yıpratmak Yunus Emre yi yüzyıllar eskitemedi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gömlek eskitmek — hayat sürdürmüş olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
pabuç eskitmek (veya paralamak) — bir iş için bir yere çok gidip gelmek, işi takip etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dokuz yorgan eskitmek (veya paralamak) — çok uzun yaşamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa eskitmek — zihni yoran sorunlarla sürekli uğraşmak Ne gücünü aşan meseleler için çene yormaya, kafa eskitmeye niyeti vardı ne de kendi başarısızlıkları için suçlu aramaya... T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
TA'TİK — Eskitmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eskitme — is. Eskitmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gömlek — is., ği 1) Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı. S. F. Abasıyanık 2) Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük
örselemek — i 1) Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek Rüzgâr çiçekleri örseledi. 2) mec. Gücünü azaltmak, canlılığını gidermek, sarsmak Naciye Hanım, kalkık kaşlarıyla başını sallayarak meclisin sükûtunu örseledi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
paralamak — i 1) Parçalamak Aslan geyiği paraladı. 2) Yıpratıp eskitmek Yepyeni ayakkabıları bir ayda paraladı … Çağatay Osmanlı Sözlük