-
1 eski
I adj1) ( yeni karşıtı) alt\eski hayratı da berbat etmek verschlimmbessern\eski kurt ( fig) ein alter Hase2) ( önceki) vorherigben \eskisinden daha akıllıyım ich bin klüger als vorher3) ( sabık) alt, ehemalig\eski başbakan der alte [o ehemalige] Ministerpräsident4) ( geçerli olmayan) alt, veraltetII sonun \eskilerini giyiniyor er zieht seine alten Klamotten [o Sachen] an -
2 eski
eski Kleid, Gewohnheit alt; Bekannter ehemalig; früher- (z.B. Direktor), Ex- (Präsident); veraltet (Mode);eski kafalı rückständig, altmodisch;eski püskü Trödel m, alte(r) Kram;Eski Dünya (die) Alte Welt;eski hayratı da berbat etmek verschlimmbessern;eskiler Ahnen m/pl; Vorläufer m/pl, Wegbereiter m/pl; Gerümpel n;eskisi gibi wie früher
См. также в других словарях:
eski hayratı da berbat etmek — bir işi daha iyi bir duruma sokmaya çalışırken büsbütün bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eski — sf. 1) Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? N. Ataç 2) Önceki, sabık Anlatışına bakılırsa eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş.… … Çağatay Osmanlı Sözlük