-
1 покоситься
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > покоситься
-
2 нагнуться
eğilmek -
3 наклониться
eğilmek -
4 нагнуться
egilmek -
5 гнуться
eğilmek,bükülmek* * *eğilmek; bükülmek тж. перен. -
6 наклониться
egilmek; eki bükülmek; qarardan ziyade egilmek -
7 наклоняться
egilmek; eki bükülmek; qarardan ziyade egilmek -
8 изгибать
eğilmek, bükülmek, kıvırmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > изгибать
-
9 согнуться
eğilmek, bükülmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > согнуться
-
10 склоняться
несов.; сов. - склони́ться1) eğilmekсклони́ться над кем-чем-л. — birinin, bir şeyin üstüne / üzerine eğilmek
2) перен. eğilmekсклони́ться пе́ред судьбо́й — kaderin önünde baş eğmek
мы склоня́емся пе́ред па́мятью геро́ев — kahramanların anısı önünde saygıyla eğiliriz
3) тк. несов., грам. çekimli olmakэ́то сло́во не склоня́ется — bu kelime çekimli değildir
-
11 наклоняться
несов.; сов. - наклони́тьсянаклоня́ться над кем-чем-л. — birinin; bir şeyin üstüne / üzerine eğilmek
-
12 сгибаться
несов.; сов. - согну́тьсяeğilmek; kıvrılmak; bükülmek; iki büklüm olmak, sırtı kamburlaşmak, çengele dönmek ( горбиться - от возраста)(фото)ка́рточка согну́лась — resim kıvrıldı
согну́ться над кни́гой — kitabın üzerine eğilmek
согну́ться под тя́жестью чего-л. — bir şey(in) altında iki büklüm olmak
-
13 нагибаться
несов.; сов. - нагну́ться -
14 перевешиваться
несов.; сов. - переве́ситься, в соч.переве́ситься через пери́ла — parmaklığa abanarak aşağıya doğru eğilmek
-
15 поклон
-
16 поникать
несов.; сов. - пони́кнутьпони́кнуть голово́й — başını önüne eğmek
цветы́ увя́ли и пони́кли — çiçekler bayıldı
-
17 преклоняться
hayranı olmak; önünde saygı ile eğilmek -
18 пригибаться
несов.; сов. - пригну́ться -
19 раскланиваться
несов.; сов. - раскла́няться -
20 самый
1) aynıэ́то то́ же са́мое — aynı şeydir
в э́тот са́мый моме́нт... — tam o anda...
2) (прямо, как раз) tam; taна са́мом берегу́ мо́ря — tam deniz kenarında
у са́мой скалы́ — kayanın dibinde
под са́мым у́хом — kulağının hemen dibinde
в са́мом низу́ — en altta
с са́мого нача́ла — ta başından beri
до са́мого утра́ — ta sabaha kadar
сейча́с са́мое вре́мя пообе́дать — yemek yemenin tam sırası
(сейча́с) са́мый подходя́щий моме́нт / слу́чай — fırsat bu fırsat
о́коло са́мого до́ма — evin yanıbaşında
на са́мом углу́ у́лицы — sokağın köşe başında
у са́мых воро́т — спорт. kale ağzında
поклони́ться до са́мой земли́ — yerlere kadar eğilmek
3) ( как таковой) başlı başınaса́мое его́ молча́ние - ули́ка — onun susması başlı başına bir delildir
4) enса́мый лу́чший — en iyi
са́мый молодо́й из них — onların en genci
оста́лась са́мая ма́лость — pek az bir şey kaldı
да он са́мый настоя́щий жу́лик! — herif buz gibi hırsız!
са́мое стра́нное то, что... — işin en tuhaf yanı şudur ki...
и что са́мое стра́нное... — işin asıl tuhafı,...
••на са́мом де́ле — gerçekte
в са́мом де́ле (точно, правда) — sahi, sahiden
в са́мом де́ле? — sahi mi?
в са́мый раз — см. раз
- 1
- 2
См. также в других словарях:
egilmek — eğilmek I, 198; III, 215 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
eğilmek — nsz 1) Belirli bir yönle açı oluşturacak bir durum almak, bir yöne doğru çarpılmak:, dikliğini kaybetmek Sofraya pilav gelince Aziz eğilerek kokladı. C. Uçuk 2) İnsan, bir işi yapmak için belini eğmek Tenis oynarken yüz çeşit çeviklikler içinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerlere kadar eğilmek — aşırı saygı göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
emitmek — eğilmek, meyletmek I, 69, 214; II, 312. 325 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
GAYF — Eğilmek, meyl … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEFİE — Eğilmek. * Rücu etmek, geri dönmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZAL' — Eğilmek, meyl etmek. * Dar olmak. * Davarın ağır yük getirmekten dolayı yürürken iki yanına eğilmesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yatmak — nsz, ar 1) Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak. N. Hikmet 2) Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek 3) Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek Rüzgârdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki büklüm olmak — 1) yorgunluk, hastalık, yaşlılık vb. nedenlerle beli bükülmek, öne doğru eğilmek 2) mec. riyakârlık, dalkavukluk, gerçek olmayan saygı vb. nedenlerle iki kat olup öne eğilmek Değil bu yerlerin başkanına hatta hademesine saygılarını sunmak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MEYLETMEK — Bir tarafa doğru eğilmek. Bir tarafa yönelmek. * Sevgisini vermek, eğilmek. Gönül vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağmak — 1. e, ar Yükselmek, yukarı doğru çıkmak Ay oldum âleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım. Yunus Emre 2. e, ar 1) Sarkmak, aşağıya inmek Hiç konuşmadan güneş batıya ağıncaya dek çalıştılar. R. N. Güntekin 2) Bir yana eğilmek, meyletmek … Çağatay Osmanlı Sözlük