-
21 gıkı çıkmamak
-
22 kaş
бровь (ж)* * *1) бровьkaş çatmak / yıkamak — нахму́рить бро́ви
kaş göz etmek — подава́ть знак глаза́ми
kalem kaş — то́нкие бро́ви
keman kaş — бро́ви дуго́й
samur kaş — соболи́ные бро́ви
2) архит. маврита́нская а́рка3) изги́б; выступа́ющая часть (чего-л.)yüzük kaşı — коро́нка пе́рстня
4) разг. вал, земляна́я на́сыпь (в огородах, садах и т. п.)5) про́пасть, бе́здна••- kaşla göz arasındakaş yapayım derken göz çıkarmak — погов. оказа́ть медве́жью услу́гу
-
23 nal
-
24 перечить
-
25 смеяться
1) gülmekмы смея́лись как де́ти — çocuklar gibi gülüşüyorduk
2) ( издеваться) gülmek, eğlenmek, alay etmekсмея́ться над чьей-л. глу́постью — birinin aptallığıyla alay etmek
над ним все смею́тся — ona herkes gülüyor
он смеётся над ва́ми — sizinle eğleniyor / alay ediyor
3) перен. (пренебрегать чем-л.) bana mısın dememekон смеётся над опа́сностью — tehlikeye bana mısın demiyor
4) перен. ( шутить) şaka etmekон смеётся, не обраща́й внима́ния — (sözüne) aldırma, şaka ediyor
••смея́ться сквозь слёзы — bir göz gülmek
хорошо́ смеётся тот, кто смеётся после́дним — погов. en son gülen iyi güler
не сме́йся чужо́й беде́, своя́ на гряде́ — погов. gülme komşuna, gelir başına
-
26 az
az adj gering; wenig;az az ein bisschen; nach und nach;az buçuk leidlich, einigermaßen;az bulunur selten, spärlich;az buz (şey) değil das ist keine Kleinigkeit;az çok mehr oder weniger;az çok dememek mit dem Vorhandenen vorlieb nehmen;az daha fast, beinahe;az değil scherzh (du bist mir) gerade der Richtige!;az maz mehr oder weniger;az önce kurz vorher, zuvor;az sonra kurz danach, gleich;az söylemek untertreiben;az zamanda, az zaman içinde in kurzer Zeit;daha az weniger, geringer;en az, en azından mindestens; nicht weniger als -
27 bana
bana kalırsa nach meiner Ansicht; was mich betrifft;bana mısın dememek dickfällig sein;bana ne! meinetwegen; fam ist mir schnuppe; fam was geht mich das an -
28 edememek
e'dememek nicht sein können ohne …;ben onsuz edemem ich kann nicht ohne ihn/sie sein;ben onunla edemem ich kann mit ihm/ihr nicht auskommen (zurecht kommen);okumadan edemem ich muss unbedingt lesen -
29 gık
gık Piep m, Mucks m;-e gık dedirtmemek jemanden nicht zu Worte kommen lassen;gık demek aufmucken; einen Mucks sagen; (-den jemanden) satt haben;gık dememek keinen Piep ( oder Mucks) sagen -
30 hayır
hayır1 nein;hayır dememek nicht nein sagenhayır2 <- yrı> Wohltat f, das Gute; Güte f; Nutzen m; Vorteil m; adj gut, erfreulich (z.B. Nachricht);hayır etmemek die (in jemanden) gesetzten Hoffnungen nicht erfüllen;-den hayır görmemek nichts Gutes erleben (von D);-e hayır işlemek jemandem Gutes tun;hayra alamet ein gutes Zeichen;hayra karşı gütlich, friedlich;hayra yormak positiv auslegen ( oder deuten);hayırdır inşallah! Gott geb’s!, möge alles gut werden!; Donnerwetter!;hayrını gör! möge es dir nützen!; -
31 tıs
tıs1 int pst!; Fauchen n (der Katze); Zischen n (der Schlange);tıs dememek fam keinen Mucks von sich (D) geben;tıs etme! sei ganz still, mucks dich nicht!;tıs kalmak fam ganz baff sein;tıs yok mucksmäuschenstilltıs2: tıs pıs (es) zisch(t)!, zisch! -
32 vık
vık dememek keinen Pieps von sich geben -
33 in
-
34 gık
1)- - a gık dedirtmek2) возража́ть, сказа́ть что напереко́рgık dememek — не возража́ть, не пи́кнуть, не изда́ть ни зву́ка, промолча́ть
- dan gık gelmek — надое́сть
-
35 tıs
1.межд. тсс!, ти́ше!2.безмо́лвиеtıs kalmak — оста́ться безмо́лвным, лиши́ться да́ра ре́чи (от удивления)
◊
tıs dememek — не издава́ть ни зву́ка, не возража́ть◊
tıs yok — ни зву́ка -
36 gık
-
37 einmal
1) ( ein Mal) bir kere, bir defa, bir kez;noch \einmal bir kere daha;\einmal eins ist eins bir kere bir bir eder;auf \einmal birden;ich möchte erst \einmal hierbleiben ilkönce burada kalmak istiyorum2) ( früher) eskiden;es war \einmal... eskiden... varmış, bir varmış...3) ( irgendwann) bir zamanlar;es war \einmal, es war keinmal bir varmış, bir yokmuş4) ( verstärkend)er hat sie nicht \einmal besucht onu bir kere olsun [o bile] ziyaret etmedi;nicht \einmal piep sagen ( fam) gık bile dememek;das ist nun \einmal so bu böyle işte;wieder \einmal bir daha -
38 Mucks
-
39 piep
\piep, \piep! cik cik!;nicht mehr \piep sagen können ( fam) gıkı çıkmamak -
40 az
1. small (amount), little. 2. few. 3. too small, too few, not enough, insufficient. 4. seldom, rarely. 5. /dan/ less (than). - bir şey only a little. - buçuk 1. scanty, hardly enough. 2. a little, somewhat. - bulmak /ı/ to consider (something) insufficient. - buz olmamak to be no small matter be a significant amount. -a çoğa bakmamak/- çok dememek to be satisfied with what one gets. -ı çoğa tutmak/saymak to accept a small amount as being a great plenty. - çok more or less. - daha almost, nearly. - değil! colloq. He is quite different from what he seems to be. - gitti uz gitti, dere tepe düz gitti. (in fairy tales) He traveled over hill and dale. - görmek /ı/ 1. to find (something) insufficient. 2. to find (something) to be less than expected. - günün adamı olmamak to have lived long and seen much. - iş değil. colloq. The work is not to be underrated. - kaldı/kalsın almost, nearly. - söyler, uz söyler. colloq. He says little, but what he says is significant. - tamah çok ziyan/zarar getirir. proverb A little greed causes great loss. - verip çok yalvarmak to pay back a little of one´s debt and plead for time for the rest. - ye de bir uşak tut. colloq. Don´t order me around!
См. также в других словарях:
dememek — koşullar ne olursa olsun aldırış etmeden bir işi yapmak Yağmur kar demedi, yola çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tanrı yarattı dememek — Allah yarattı dememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaşının altında gözün var dememek — gözünün üstünde kaşın var dememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gece gündüz dememek — 1) vaktin uygun olup olmadığına bakmamak, vakit seçmemek 2) bir işi sürekli olarak, ara vermeksizin yapmak Bu müddet zarfında miralay bey gece demiyor, gündüz demiyor, ha babam ha çalışıyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayır dememek — bir şeyi geri çevirmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
of bile dememek — şikâyetçi olmamak, şikâyet etmemek Yusuf gözlerine mil çekilirken of bile demedi. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
nal deyip mıh dememek — bir düşüncede direnmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gık dememek (veya gıkı çıkmamak) — sesini çıkarmamak, karşı çıkmamak, yakınmamak İstediğine sopa çeker, istediğini sürer, dünyanın anasını ağlatır, gene kimse gık diyemez. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bana mısın dememek — hiçbir şey etkili olmamak, hiçbir şeye aldırış etmemek Daha nice manevi trenlerimizi yıllar yılı taşlayanlar var da bana mısın demiyoruz. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
köpeğe hoşt, kediye pişt dememek — kendisine zarar verenlerden korunmak için en küçük bir tepkide bulunmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
paraya para (veya pul) dememek — 1) çok para kazanır olmak 2) elde edilen parayı az bulmak 3) bol para harcamak … Çağatay Osmanlı Sözlük