-
1 duyurmak
duyurmak Gehör verschaffen (-i D); hören lassen; mitteilen, bekannt geben (-i -e jemandem etwas); sich jemandem verständlich machen; zu erkennen geben; seine Stimme erheben; jemandem Schmerz zufügen -
2 dil
dil sbirine \dil çıkarmak jdm die Zunge herausstrecken\dili dolaşmak sich verhaspeln\dilimin ucunda ( fam) es liegt mir auf der Zunge\dilini tutmak ( fig) seine Zunge im Zaun halten\dilinin altında bir şey olmak ( fam) mit etw hinterm Busch halten\dilinin ucunda olmak ( fam) auf der Zunge liegen2) Sprache fbir şeyi \dile getirmek etw zur Sprache bringen; ( ifade etmek) etw ausdrücken, etw äußern4) (toka \dili) Dorn m5) \dil sürçmek sich versprechen, sich im Ausdruck vergreifen\dile kolay leichter gesagt als getanbir şeyi \dile vermek ( gizli bir şeyi) etw ausplaudern; ( duyurmak) etw publik machen\dilini tutamamak nicht den Mund halten könnensöyleye söyleye \dilinde tüy bitmek ( fam) sich den Mund fuss(e) lig reden\dillerde dolaşmak von sich Rede machen
См. также в других словарях:
duyurmak — i, e 1) Duymasını sağlamak Sesini duyuramadığını anlayarak daha kuvvetle tekrar etti. P. Safa 2) İlan etmek 3) mec. Sezdirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyuruda bulunmak — duyurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuğarmak — duyurmak, rahatlandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuyturmak — duyurmak; anlatmak, III, 192 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İFŞA — (C.: İfşâât) Duyurmak. Fâşetmek. Meydana çıkarmak. Gizli bir şeyi herkese duyurmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İŞMAM — Hafif olarak duyurmak, koklatmak. Hissettirmek. * Kibirden dolayı başı dik yürümek. * Tecvidde: Bir harfe zamme veya kesre vermek ve bunu hafifçe hissettirmek. Harfin sesini genizden hissettirmek, biraz duyurmak, harfi çıtlatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
afiş — is., Fr. affiche Bir şeyi duyurmak veya tanıtmak için hazırlanan, kalabalığın görebileceği yere aşılmış, genellikle resimli duvar ilanı, ası Afişler bütün tiyatrolarda üç beş günde bir değişirdi. T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller afiş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
afişlemek — i 1) Afiş asıp duyurmak 2) Nitelemek, göstermek Olayı yenilik diye afişledi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağır — sf. 1) Tartıda çok çeken, hafif karşıtı Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2) Çapı, boyutları büyük Ağır top. Ağır tank. 3) mec. Değeri çok olan, gösterişli Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksettirmek — i, e, Ar. ˁaks + T. ettirmek 1) Sesi yankılamak 2) Işığı yansıtmak 3) Haberi, durumu, ulaştırmak, yaymak, duyurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağırtmak — i 1) Bağırmasına yol açmak 2) Bir haberi, bir isteği, birinin aracılığıyla duyurmak Tellal bağırtmak … Çağatay Osmanlı Sözlük