-
1 слышно
безл., → сказ.1) duyuluyor, işitiliyorслы́шно, как шелестя́т ли́стья — yaprak hışırtısı duyuluyor
слы́шно, как му́ха пролети́т — sinek uçsa duyulur
мне ничего́ не слы́шно — bir şey duyamıyorum
2) haber varчто про него́ / о нем слы́шно? — ondan ne haber?
об э́том собы́тии бо́льше почти́ ничего́ не слы́шно — bu olay iyice işitilmez oldu
-
2 муха
sinek* * *жsinek (-ği)••он му́хи не оби́дит — karıncayı bile incitmez
кака́я му́ха его́ укуси́ла? — onu hangi sinek sokmuş?
слы́шно, как му́ха пролети́т — sinek kanadının sesi duyuluyor
у него́ му́ха не пролети́т — kuş uçurmaz
де́лать из му́хи слона́ — pireyi deve yapmak; habbeyi kubbe yapmak
мрут как му́хи — sapır sapır ölüyorlar
он был под му́хой — разг. içkili / yüklü idi
-
3 слышный
1) duyulur, işitilirедва́ слы́шным го́лосом — duyulur duyulmaz bir sesle
2) duyuluyorслы́шны́ шаги́ — ayak sesleri geliyor
был слы́шен за́пах трав — разг. ot kokuları duyuluyordu
См. также в других словарях:
anırış — is. Anırma işi veya biçimi Birden ovada unutulmuş yaşlı bir eşeğin anırışı duyuluyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksiksiz — sf. 1) Eksiği olmayan, tam, tamam Eksiksiz bir çalışma. 2) mec. İyi, namuslu, temiz 3) zf. Tam olarak Verdiği emirler, on, on beş dakika içinde bütün Ege bölgesinde duyuluyor, eksiksiz uygulanıyordu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
işitilmek — nsz Duyulmak Karanlıkta öteden beriden camların açıldığı duyuluyor, fısıltılar işitiliyordu. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurt — 1. is., du, hay. b. 1) Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız veya çok ilkel ayaklı küçük hayvan 2) Bazı böceklere veya bazı böcek kurtçuklarına verilen ad Birleşik Sözler kurtayağı kurtbağrı kurt baklası kurt bilimi kurt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şarıltı — is. Şarıldayan şeyin çıkardığı ses, şarıldama sesi Derenin şarıltısı buradan duyuluyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
tat — 1. is., hlk. Dilsiz 2. is., dı 1) Bazı cisimlerin tat alma organı üstünde bıraktığı duyum Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor. R. H. Karay 2) Tatlılık 3) mec. Hoşa giden durum, lezzet, zevk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşlık — is., ğı Yaş (II) olma durumu, ıslaklık Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük