Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

dudak

  • 1 губной

    dudak(sıfat)
    * * *
    1) dudak (-ğı)

    губная пома́да — ruj, dudak boyası

    2) лингв. ( о звуке) dudaksıl

    Русско-турецкий словарь > губной

  • 2 губа

    dudak; körfez
    * * *
    I ж
    dudak (-ğı)
    ••

    по губа́м пома́зать — прост. ağzına bir parmak bal çalmak

    II ж, геогр.

    Русско-турецкий словарь > губа

  • 3 край

    kenar
    * * *
    м

    кра́й про́пасти — uçurumun kenarı

    на кра́ю́ го́рода — şehrin kenarında

    по́лный до кра́ёв — sıvama; silme

    нали́ть / напо́лнить / насы́пать до кра́ёв — sıvama / silmece / ağzına kadar doldurmak

    нали́ть не до кра́ёв (ча́шку, стака́н) — dudak payı bırakmak

    2) (страна, местность) memleket; yurt; ülke; diyar

    родно́й кра́й — memleket

    в на́ших кра́я́х — bizim memlekette

    в чужи́х кра́я́х — yad ellerde; gurbette

    кра́й озёр и лесо́в — göl ve ormanlar diyarı / ülkesi

    3) kray, eyalet

    Краснода́рский кра́й — Krasnodar krayı / eyaleti

    ••

    на кра́ю́ све́та — dünyanın öbür ucunda

    быть на пере́днем кра́е экономи́ческого строи́тельства — ekonomik kuruluşun en ön saflarında olmak

    тре́тий с кра́ю — sondan üçüncü

    хвати́ть че́рез кра́й — dozunu kaçırmak

    Русско-турецкий словарь > край

  • 4 кривить

    несов.; сов. - скриви́ть, покриви́ть
    eğriltmek; çarpıtmak

    у него́ скриви́ло рот на́ сторону — ağzı (yana) çarpıldı

    ••

    криви́ть гу́бы — dudak bükmek

    Русско-турецкий словарь > кривить

  • 5 отвислый

    разг.

    отви́слая ни́жняя губа́ — sarkık alt dudak

    Русско-турецкий словарь > отвислый

См. также в других словарях:

  • dudak — is., ğı 1) Ağzın, dişleri örten ve dışarıya doğru az veya çok kıvrılan üst ve alt kenarlarından her biri Birdenbire kavalı dudaklarına götürdü ve üfürmeye başladı. H. E. Adıvar 2) mec. Ağız Eve dudağınızda bir şarkı ile dönüyorsunuz. H. Taner… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dudák — in dúdak a m (á; ȗ) redko dudar: ob peči je sedel dudak in piskal na dude …   Slovar slovenskega knjižnega jezika

  • dudak benzeşmesi — is., dbl. Dudak ünsüzlerinin veya yuvarlak ünlülerin düz ünlüleri etkileyip yuvarlaklaştırması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dudak eşlemesi — is., sin., TV Sözlendirmede, perdedeki görüntüde yer alan dudak hareketlerine uygun ses çıkarma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dudak kalemi — is. Rujun daha kalıcı olmasını sağlayan ve dudak çizgilerini belirlemeye yarayan kalem …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dudak dudağa gelmek (veya kalmak) — öpüşmek Bir zaman böyle birbirini karşılıklı öpücüklere boğduktan sonra, nefesleri kesilinceye kadar dudak dudağa kaldılar. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dudak ucuyla söylemek — belli belirsiz anlatmak, isteksizce söylemek Size hayır kalmadığını dudak ucuyla söyleyiverirler ve gerçekten dedikleri de çıkar. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dudak boyası — is. Dudakları boyamak için kullanılan kokulu, renkli madde, ruj …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dudak çukuru — is. Üst dudağın ortasındaki oluk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dudak tiryakisi — is. İçtiği sigaranın dumanını içine çekmeksizin dışarı üfleyen tiryaki …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dudak ünsüzü — is., dbl. Ağız boşluğundan gelen havanın dudaklara çarpıp patlamasıyla veya dudakların aralığından sızmasıyla oluşan ünsüz b, p, m, v, f …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»