Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

dolaysız

См. также в других словарях:

  • dolaysız — sf. 1) Doğrudan doğruya olan, vasıtasız, bilavasıta Yazarın bize dolaysız biçimde betimlediği başkişi nasıl bir erkek? S. İleri 2) zf. Araya herhangi bir araç girmeden Kadının üretime dolaysız katılması, ona ekonomik özgürlüğünü sağlamaktır. A.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dolaysız vergi — is., ekon. Yükümlüsü önceden bilinenden doğrudan doğruya alınan vergi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • değişim — is. 1) Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü 2) Para aracılığı olmaksızın, bir nesnenin dolaysız olarak bir başka nesne ile değiştirilmesi, değiş, değişme, değiş tokuş, takas, trampa, mübadele, trok 3) biy. Yeni döllerin atalarına… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • direkt — sf., Fr. direct 1) Dolaysız, aracısız İki devlet arasında direkt ilişki yok. 2) zf. Doğru olarak, hiçbir yerde durmadan, duraksız, doğruca Bu otobüs direkt İstanbul a gider. 3) zf. Doğrudan, doğrudan doğruya Sınıfını direkt geçen öğrenci …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğrudan doğruya — zf. Dolaysız, araçsız, araya başka bir şey girmeden, resen Gazeteyi doğrudan doğruya kendimiz satıyoruz. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dolaysızlık — is., ğı Dolaysız olma durumu Politik renkleri dolaylı biçimde yansıtmıyorum. Bir dolaylılık, dolaysızlık aranmamalı bence. S. İleri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gelir vergisi — is. Kişilerin gelirlerinden, bir oran ölçüsünde devlete ödedikleri dolaysız vergi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • görü — is. 1) Görme yetisi 2) Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret Buranın görüsü geniş. 3) fel. Dolaysız kavrama, birden kavrama Birleşik Sözler hoşgörü içgörü öngörü sağgörü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • görünüş — is. 1) Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey 2) Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir Görünüşe aldanmamalı. 3) Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara Van gölünün görünüşü eşsizdi. N. Cumalı 4) dbl. Fiillerin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ilk elden — zf. 1) Baştan başlayarak 2) Dolaysız, aracısız olarak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kobalt bombası — is., fiz. Kobalttan veya dolaysız olarak radyoaktiflenebilen bir madenden yapılan, hekimlikte kanser tedavisinde kullanılan bomba …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»