-
1 doğrultmak
-
2 doğrultmak
v. straighten, unbend, uncross, rectify, point, present, orient, orientate, aim, plumb, range, right, true up--------doğrultmak (silah)v. point, present, up with, train -
3 doğrultmak
-i1) выправля́ть, исправля́тьöpretmen yanlışları doğrultu — учи́тель испра́вил оши́бки
2) выпрямля́ть, де́лать прямы́м кого-что3) направля́ть пря́моtabancasını düşmanına doğrultu — он напра́вил свой пистоле́т пря́мо на своего́ врага́
4) разг. зараба́тывать, зашиба́ть деньгу́ -
4 doğrultmak
йүнәлтү -
5 doğrultmak
выравнивать, выпрямлять, рихтоватьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > doğrultmak
-
6 doğrultmak
1) В выпрямля́ть, де́лать прямы́м; выправля́ть2) В, Д придава́ть стоя́чее (прямо́е) положе́ние, поднима́ть3) В исправля́ть -
7 doğrultmak
гъэтэрэзын, къеузэнкIы, узэнкIын -
8 doğrultmak
صححقوم -
9 doğrultmak
-
10 doğrultmak
"to straighten; to correct; to point, to aim, to direct, to turn, level (at); (para) to earn, to get" -
11 doğrultmak
1. /ı/ to straighten. 2. /ı/ to correct. 3. /ı, a/ to aim or point (something) at, direct. 4. /ı/ to find (one´s way, one´s bearings, the direction toward something). 5. /ı/ colloq. to get, take in (money). -
12 akımı doğrultmak
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > akımı doğrultmak
-
13 mızrağı doğrultmak
v. tilt -
14 silâhını doğrultmak
v. draw a bead on -
15 belini doğrultmak
ыбгы узэнкIын -
16 belini doğrultmak
to recover -
17 صحح
doğrultmak -
18 выпрямлять
doğrultmak,düzeltmek* * *несов.; сов. - вы́прямитьdoğrultmak; düzeltmekвыпрямля́ть ток — эл. akımı doğrultmak
-
19 выправлять
doğrultmak; düzeltmek,yoluna koymak* * *несов.; сов. - вы́править1) ( выпрямлять) doğrultmak2) ( исправлять) düzeltmek; yoluna koymak -
20 выпрямлять
doğrultmak, düzeltmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > выпрямлять
См. также в других словарях:
doğrultmak — i 1) Doğrulmasını sağlamak, doğru duruma getirmek Aralarında bellerini doğrultamayacak kadar yaşlıları da vardı. T. Buğra 2) Düzeltmek Yanlışları doğrultmak. 3) Yöneltmek 4) hlk. Yön bulmak Karşıki tepeye bakarak yolu doğrultup geldim. 5) hlk.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünyalığı doğrultmak — yaşamı süresince yetecek parayı kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçimini doğrultmak — geçinmek için yeteri kadar para kazanmak Biri elbise askısı yapıyor, diğeri de yapılanları satıyor, böylece geçimlerini doğrultuyorlardı. S. Ayverdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sermayeyi doğrultmak — ticaret için ortaya konan anaparayı batırmadan işletmek ve para kazanmak Köyden kopup, yabancı işçi olup, beş altı yılda sermayeyi doğrultup, yurtta özel teşebbüsçü bir yarım yamalak kapitalist olma özlemi görülüyor çoğunda. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
belini doğrultmak (veya doğrultamamak) — yeniden durumunu düzeltmek Aramızda benim bir daha belimi doğrultamamış neslimin en parlak gençleri vardı. R. N. Güntekin Belini biraz doğrultmuş, borçlarını ödemiş, daha rahat bir yaşam düzeyine erişmişti. M. Mungan … Çağatay Osmanlı Sözlük
köndgermek — doğrultmak, düzeltmek, dikmek yola kılavuzlamak; Ikrar ettirmek II, 199; III, 423bkz: köndgürmek, köngermek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
köndgürmek — doğrultmak II, 199bkz: könd germek, köñermek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
köndgürtmek — dogrultmak, diktirmek III,424 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
köñermek — doğrultmak; doğru yolu göstermek, kılavuzlamak; doğruyu söyletmek II, 196, 197bkz: köndgermek, köndgürmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
könitmek — dogrultmak, I I, 313 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
doğrultma — is. Doğrultmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük