-
1 direnmek
vi1) ( ısrar etmek) bestehen (-de auf), beharren (-de auf)bir şeyde \direnmek auf etw bestehen [o beharren]düşüncesinde direniyor er hält an seiner Meinung fest\direnmekten vazgeçmek den Widerstand aufgeben, nachgeben -
2 direnmek
direnmek (-de) bestehen (auf D), sich versteifen (auf A); Widerstand leisten -
3 direnmek
противоде́йствовать сопротивля́ться* * *1) сопротивля́ться, ока́зывать сопротивле́ние; проти́виться2) упря́миться; упира́ться; наста́ивать на своёмkırk lirada direnmekte mana yok — нет смы́сла наста́ивать на сорока́ ли́рах
-
4 direnmek
каршы тору; каршылык күрсәтү -
5 direnmek
v. resist, stand, stand out against, fight back, refuse, withstand, hold out, hold up, jib, jib at doing, persevere, offer resistance, make a stand for, stand out, stick up to* * *resist -
6 direnmek
asê bûn--------berxwedan -
7 direnmek
М1) упира́ться, упря́миться; упо́рствовать; наста́ивать на своём2) ока́зывать сопротивле́ние, сопротивля́ться; проти́виться -
8 direnmek
пэрыон/ пэрыуэн, пэшIуекIон, пэуцун/ пэувын, пычIэуцон/ пыщIэувэн, пэчIэнэжьын/ пэщIэнэжын, пэшIонэн/ пэфIэнэн, ЗИГЪЭНЭН, ЛЪАБЖЬЭР ИГЪЭНЭН -
9 direnmek
къызэкIэмыкIон, пытагъэ къызыхэгъэфэн, къ -
10 direnmek
αντιστέκομαι, ανθίσταμαι -
11 direnmek
"to put one's foot down; to insist (on); to resist, to withstand" -
12 direnmek
1. to put one´s foot down. 2. /da/ to insist on. 3. to resist, hold out. -
13 direnmek
qarşı durmaq -
14 sonuna kadar direnmek
n. die in the last ditch -
15 direniş
1. إصرار [إِصْرار]Anlamı: direnmek işi veya biçimi2. تصميم [تَصْمِيم]Anlamı: direnmek işi veya biçimi3. عزم [عَزْم]Anlamı: direnmek işi veya biçimi4. عزيمة [عَزِيمَة]Anlamı: direnmek işi veya biçimi5. مناهضة [مُنَاهَضَة]Anlamı: direnmek işi veya biçimi -
16 direnmemek
v. (neg. form of direnmek) resist, stand, stand out against, fight back, refuse, withstand, hold out, hold up, jib, jib at doing, persevere, offer resistance, make a stand for, stand out, stick up to -
17 direnme
-
18 üstelemek
-
19 diretmek
عند [عَنَدَ]Anlamı: direnmek, ayak diremek, inat etmek -
20 tutunmak
تمسك [تَمَسَّكَ]Anlamı: dayanmak, direnmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
direnmek — nsz Herhangi bir düşüncede, bir istekte veya bir durumda karşı koymak, ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek, taannüt etmek Çantayı almak isterlerse sakın direnme, ver. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
inat etmek — direnmek, diretmek, ayak diremek Umarım ki o da çocukça inatlar etmez, bu iş de böylece bitmiş olur. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
mukavemet etmek (veya göstermek) — direnmek, dayanmak, karşı koymak Belinden tuttu ve öpmek istedi. Magda mukavemet etti ve ağlamaya başladı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
taannüt etmek — direnmek, inat etmek, ayak diremek … Çağatay Osmanlı Sözlük
abanmak — e 1) Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? B. Felek 2) Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak Baba, ya Allah nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı. R. H. Karay 3) Güç vererek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bekinmek — nsz, hlk. 1) İnat etmek, direnmek 2) Kapanmak, tıkanmak Gaz ocağının deliği bekinmiş, açılmıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayatmak — i, e 1) Dayama işini yaptırmak 2) nsz Kendi istediğini yaptırmakta direnmek Ertesi gün dayattı, ben onu almam diye. H. Taner 3) e Başkasının isteğine karşı koymak 4) Empoze etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
diremek — i, hlk. 1) Bir şeyi dikine koymak, dayamak, durdurmak 2) e, mec. Direnmek, karşı koymak, inat etmek, ısrar etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
direnme — is. Direnmek işi, karşı koyma, dayanma, inat etme, ısrar etme, mukavemet etme … Çağatay Osmanlı Sözlük
diretmek — nsz Direnmek, ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek Annesi ile ablası adamın kaçırılacak bir kısmet olmadığını öne sürerek evlenmesi için diretiyorlardı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüslemek — i 1) Göğsünü dayayarak zorlamak Vapurlara, trenlere ihtiyarları itip, çocukları ezip, kadınları göğüsleyip biniyoruz. O. S. Orhon 2) mec. Karşı durmak, engel olmak, direnmek … Çağatay Osmanlı Sözlük