-
1 fathomless
dipsiz -
2 бездонный
-
3 төпсез чокыр
dipsiz çukur, dipsiz kuyu, cehennem çukuru -
4 колодец, поглощающий сточные воды
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > колодец, поглощающий сточные воды
-
5 поглощающий колодец
dipsiz kuyu, süzücü kuyuТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > поглощающий колодец
-
6 bottomless pit
dipsiz kuyu -
7 pit of hell
dipsiz kuyu, cehennem çukuru -
8 bottomless pit
dipsiz kuyu -
9 pit of hell
dipsiz kuyu, cehennem çukuru -
10 bodenlos
dipsızinanılmaz -
11 bottomless
dipsiz, altsiz; anlasilmaz, gizemli -
12 bottomless
adj. dipsiz, altsız, anlaşılmaz, esrarengiz* * *1. altsız 2. dipsiz* * *adjective (very deep: a bottomless pit.) dipsiz, çok derin -
13 fathomless
adj. dipsiz, derin, anlaşılmaz* * *dipsiz -
14 бездна
-
15 abysmal
adj. çok derin, dipsiz, sonsuz; berbat* * *derin* * *[ə'bizməl](very great (in a bad sense); very bad: abysmal ignorance; The weather is abysmal.) çok kötü, berbat -
16 unfathomable
adj. dipsiz, çok derin, akıl ermez, sırrına erişilmez* * *anlaşılmaz -
17 سطحي
biçimsel; dipsiz; haricî; sathi; üstünkörü; yalapşap; yüzeysel; zahirî -
18 bodenlos
bodenlos adj (ohne Boden, tief) dipsiz; dibi görülmeyen; fam (unerhört) duyulmadık -
19 უძირო
s.tabansız, dipsiz -
20 Boden
1) (Erd\Boden) toprak, kara, zemin; (Fuß\Boden) yer, zemin; (Meeres\Boden) taban; (Teppich\Boden, Stein\Boden) döşeme; ( Gelände) arazi;auf türkischem/deutschem \Boden Türk/Alman topraklarında;zu [o auf den] \Boden fallen yere düşmek;an \Boden gewinnen ( sich ausbreiten) yayılmak; ( zunehmen) artmak;festen \Boden unter den Füßen haben ( fig) ekmek kapısı olmak;den \Boden unter den Füßen verlieren ekmeğinden olmak;jdm den \Boden unter den Füßen wegziehen birini ekmeğinden etmek, birinin ayağını kaydırmak;am \Boden zerstört sein ( fam) canı çıkmış olmak;Handwerk hat goldnen \Boden ( prov) kolunda [o bileğinde] altın bileziği var;wie Pilze aus dem \Boden schießen mantar gibi yerden bitmek3) (Dach\Boden) çatı [o tavan] arası; ( Dachwohnung) çatı katı4) ( Grundlage) zemin, temel;auf dem \Boden der Tatsachen stehen zemin ve zamana uygun olmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
dipsiz — sf. Dibi olmayan Birleşik Sözler dipsiz testi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dipsiz kile, boş ambar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dipsiz kile, boş ambar — para, mal tutmayanın durumunu veya bir iş için boş yere uğraşıldığını anlatan bir söz Politika ne nankör bir meslek, ne dipsiz kile, boş ambar imiş. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş kile dipsiz ambar — dipsiz kile boş ambar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dipsiz testi — sf. Eline geçen para veya malı hesapsızca, boş yere harcayan … Çağatay Osmanlı Sözlük
Çukurova — This article is about a region in Turkey. For the district municipality in Adana, see Çukurova, Adana. Çukurova Region Location of Çukurova within Turkey … Wikipedia
boş — sf. 1) İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. A. Gündüz 2) Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal Boş kadro. 3) Yapılacak işi olmayan, işsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
testi — is., Far. destī 1) Geniş gövdeli, dar boğazlı, emzikli veya emziksiz olabilen, toprak, cam, metal vb. maddelerden yapılan su kabı Kamış duvarlı yığın yığın evler, tüten dumanlar, başlarında testilerle sudan dönen kızlar gördük. R. H. Karay 2) sf … Çağatay Osmanlı Sözlük
NA-KA'RYAB — f. Dibi bulunmayan, dipsiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEFEKKÜR — Fikretmek. Düşünmek. Fikri harekete getirmek.(Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümâtını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususi ahvâlinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilât ile tetkikat yap. Fakat afâkî,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük