-
1 dinmek
\dinmek (canlılar içn)tebitîn--------\dinmek (su için)pengivîn--------sekinîn--------tebitîn--------vemirîn -
2 dinmek
-
3 dinmek
-
4 dinmek
v. leave off, cease, quiet down, quieten, let up, pass, pass off, lay--------dinmek (fırtına)v. blow out -
5 dinmek
утиха́ть* * *- er1) прекраща́ться, перестава́ть, проходи́ть (о дожде и т. п.)gözyaşları dindi — у неё слёзы переста́ли ли́ться
hiç dinmeden — без переры́ва
kan dindi — кровь переста́ла сочи́ться
2) унима́ться, проходи́ть (о боли и т. п.)acı dinmedi — боль не прошла́
fırtına dinmepe başladı — шторм на́чал утиха́ть
-
6 dinmek
тынау; туктау -
7 dinmek
Dayanmaq; sakitləşmək; kəsilmək -
8 dinmek
(diner)1) прекраща́ться, перестава́ть, проходи́ть (о дожде и т. п.)hiç dinmeden — без переры́ва, без о́тдыха
2) успока́иваться, унима́ться, ослабля́ться, проходи́ть (о боли и т. п.) -
9 dinmek
зэпыун, теун, теужьын, теу -
10 dinmek
اكتملانتهىانصرمانطوىانقضىتمتناهىتوقفخلادبرسلفغبرفاتكملمرمضىنجز -
11 dinmek
1. اكتمل [اِكْتَمَلَ]Anlamı: sona ermek, bitmek2. انتهى [اِنْتَهَى]Anlamı: sona ermek, bitmek3. انصرم [اِنْصَرَمَ]Anlamı: sona ermek, bitmek4. انطوى [اِنْطَوَى]Anlamı: sona ermek, bitmek5. انقضى [اِنْقَضَى]Anlamı: sona ermek, bitmek6. تم [تَمَّ]Anlamı: sona ermek, bitmek7. تناهى [تَنَاهَى]Anlamı: sona ermek, bitmek8. توقف [تَوَقَّفَ]Anlamı: sona ermek, bitmek9. خلا [خَلَا]Anlamı: sona ermek, bitmek10. دبر [دَبَرَ]Anlamı: sona ermek, bitmek11. سلف [سَلَفَ]Anlamı: sona ermek, bitmek12. غبر [غَبَرَ]Anlamı: sona ermek, bitmek13. فات [فاتَ]Anlamı: sona ermek, bitmek14. كمل [كَمُلَ]Anlamı: sona ermek, bitmek15. مر [مَرَّ]Anlamı: sona ermek, bitmek16. مضى [مَضَى]Anlamı: sona ermek, bitmek17. نجز [نَجَزَ]Anlamı: sona ermek, bitmek -
12 dinmek
to cease, to stop, to die down, to calm down, to go down, to let up -
13 dinmek
1. (for pain, bleeding, tears) to stop, cease. 2. (for one´s thirst) to be quenched, be slaked. 3. (for a noise) to stop. 4. (for wind, rain, snow) to stop, cease, end. -
14 dinmek
dayanmaq, dinmək, sakitləşmək, kəsilmək; yağmur dindi – yağış kəsildi; ağrı diniyor – ağrı sakitləşirdayanmaq, dinmək, durmaq, kəsilmək, sakitləşmək -
15 diňmek
kończyć; przestać; przestawać; ustawać; wstrzymywać; zaniechać; zaprzestawać -
16 rüzgar dinmek
жьыр быяун -
17 انصرم
dinmek -
18 انقضى
dinmek -
19 فات
dinmek -
20 kəsilmək
dinmek
См. также в других словарях:
dinmek — nsz, er 1) Sona ermek, bitmek, durmak Gözyaşlarım dindi, ferahladım, eski hayatıma kavuştum. Y. K. Beyatlı 2) Kar ve yağmurun yağması, rüzgârın esmesi kesilmek veya durmak Dinmiş lodosların uğultusu içinde / İstanbul u dinliyorum, gözlerim kapalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinme — is. Dinmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
durmak — nsz, ur 1) Hareketsiz durumda olmak Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) İşlemez olmak, çalışmamak Bileğimdeki saat durmuş. A. Gündüz 3) Bir yerde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
durulmak — 1. Durma işi yapılmak Mor dağlara karargâhlar kurulur / Eteğinde bölük bölük durulur. B. S. Erdoğan 2. nsz 1) Duru duruma gelmek Bulanık su duruldu. 2) Gürültü, kımıldanış, karışıklık, yağış, yel dinmek, sükûn bulmak Kar ve fırtına durulmuş, hava … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesilmek — nsz 1) Kesme işi yapılmak 2) Bitkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak, çok yorulmak Sonunda elleri, ayakları yorgunluktan kesilerek uzanıyorlardı yattıkları hasırlara. N. Cumalı 3) Gibi olmak, benzemek, dönmek Senelerden beri hizmetçinin,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sönmek — nsz, er 1) Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu. T. Buğra 2) Parlaklığını, ışığını yitirmek 3) Hava veya başka bir gaz ile şişirilmiş bir şeyin havası kaçıp şişkinliği inmek Balon söndü. 4) jeol.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tınmak — dinlenmek, solumak, nefes almak; dinmek, sonu gelmek, I, 206, 207, 529; II. 28, 40, 176, 204, 316; II I, 158 tın … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
SÜKÛN — Durgunluk. Sâkin olmak. Hareketsizlik. * Dinmek, kesilmek. * Gr: Bir harfin (a,e,i,o) okunmayıp yalnız ses vermesi, harfin harekesiz olarak kendi sesi ile okunması. (Bak: Cezm … Yeni Lügat Türkçe Sözlük