-
1 dikilmek
vi2) sich aufstellenbirinin önüne \dikilmek ( fam) sich vor jdm aufpflanzenboş boş \dikilmek herumstehen -
2 dikilmek
v/i -in karşısına dikilmek fig sich erheben gegen A -
3 dikilmek
страд. от dikmek I, II -
4 dikilmek
v. stand up, stand, stand on, stand upon, stick up, be planted, be sewn -
5 dikilmek
vît bûn -
6 dikilmek
gestellt werden -
7 dikilmek
انتصبقامنهدنهضوقف -
8 dikilmek
1. انتصب [اِنْتَصَبَ]Anlamı: dik duruma gelmek2. قام [قامَ]Anlamı: dik duruma gelmek3. نهد [نَهَدَ]Anlamı: dik duruma gelmek4. نهض [نَهَضَ]Anlamı: dik duruma gelmek5. وقف [وَقَفَ]Anlamı: dik duruma gelmek -
9 dikilmek
"to be planted; to be erected, to be set up; to be sewn; to stand; to become erect; (gözler) to be fixed on" -
10 dikilmek
"to be sewn; to be stitched; to be made (by sewing); to be stitched up." -
11 önüne dikilmek
а) предста́ть перед кемб) пере́чить, противоре́чить кому -
12 tepesine dikilmek
стоя́ть у изголо́вья -
13 direk gibi dikilmek
багана кебек катып калу -
14 burnu üzerine dikilmek
v. nose over -
15 karşısına dikilmek
v. plant oneself in front of smb. -
16 karşısına dikilmek
ыпашъхьэ уцун -
17 başına dikilmek
"to stand over sb; to breathe down sb's neck" -
18 zangoç gibi başına dikilmek
to stand over sb -
19 staan
dikilmek [-ir] v, durmak [-ur] v -
20 hinstellen
hinstellen <-ge-, h>1. v/t dikmek/koymak; (abstellen) -e bırakmak;jemanden (etwas) hinstellen als b-ni (bş-i) … olarak göstermek2. v/r: sich hinstellen (belli bir yere) dikilmek/durmak;( vor jemanden b-nin karşısına/önüne) dikilmek;sich hinstellen als kendine … süsü vermek
См. также в других словарях:
dikilmek — 1. nsz 1) Dikme (I) işi yapılmak Buraya anıt dikilecek. Bahçeye ağaçlar dikildi. 2) Dik duruma gelmek 3) Ayakta durmak Hissem neyse ben de isterim diye karşıma dikilmez mi? H. Taner 4) Göz belli bir noktaya uzun süre bakmak Gözlerime dikilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikilmek — ayağa kalkmak … Beypazari ağzindan sözcükler
lök gibi dikilmek — bir yere bütün heybetiyle, ağırlığıyla dikilmek Cabi Efendi, lök gibi karşılarına dikilmişti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepesine dikilmek — (birinin) başına dikilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
önüne dikilmek — 1) gelip karşısında durmak, karşısına dikilmek 2) karşısındakine engel olmak istediğini söz veya davranışıyla göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulağı dikilmek — konuşulanları dinlemek için dikkat kesilmek Şimdi kulakları, seslerimize dikilmiş bir köpek gibi yatıyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
başına dikilmek — 1) (birinin) birinin yanından uzaklaşmamak, onu denetim altında bulundurmak 2) (birinin) bir işi yaptırmak için yanında ayakta durmak 3) (birinin) bir şeyin yanında ve ayakta beklemek Gidip iskelenin başına dikiliyor gelen yolcuyu buyur etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
VEKB — Dikilmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dinelmek — dikilmek … Beypazari ağzindan sözcükler
zırancımak — dikilmek … Beypazari ağzindan sözcükler
tikilmek — dikilmek, (ağaç) dikilmek, bir şeyi dikine koymak, I I, 130 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini