-
1 lekcja
ders -
2 nauczka
ders -
3 дәрес
ders -
4 derse
ders -
5 les
ders s -
6 dərs
ders -
7 mühazirə
ders -
8 урок
ders -
9 진로
ders -
10 дәріс
ders -
11 дәріс
ders -
12 lesson
ders -
13 mühazirə
ders -
14 lekce
ders -
15 ponaučení
ders -
16 poučení
ders -
17 учебный
ders(sıfat),okul(sıfat)* * *ders °; okul °; öğretim °уче́бный год — ders / öğretim yılı
уче́бное посо́бие — ders aracı
уче́бное заведе́ние — öğretim / eğitim kurumu
уче́бный фильм — öğretici filim, okul filmi
уче́бный патро́н — talim fişeği
уче́бное су́дно — okul gemisi
уче́бный центр — eğitim merkezi
уче́бный час — ders saati
коли́чество уче́бных часо́в в неде́лю — haftalık ders saat sayısı
уче́бный самолёт — eğitim / talim uçağı
уче́бные стре́льбы — atış talimi
уче́бный полёт — eğitim uçuşu
-
18 урок
ders* * *мders тж. перен.уро́к исто́рии — tarih dersi
не забыва́ть уро́ков исто́рии — tarihin verdiği dersleri unutmamak
гото́вить уро́ки — derse çalışmak
извле́чь уро́к из чего-л. — bir şeyden ders almak / çıkarmak
пусть э́то бу́дет тебе́ уро́ком — bu sana bir ders / bir us pahası olsun
••дава́ть уро́ки — özel ders vermek
брать уро́ки му́зыки — müzik dersi almak
-
19 учебник
ders kitabı* * *мшко́льные уче́бники — okul kitapları
уче́бники для нача́льной шко́лы — ilkokul kitapları
уче́бник исто́рии — tarih ders kitabı
-
20 give a lecture
ders anlatmak, ders vermek, konferans vermek
См. также в других словарях:
ders — Ders, m. Que aucuns escrivent et prononcent Day, mais abusivement, est proprement le tapis dossier, d estoffe riche et legere, lequel pendant en surciel quarré sur l endroit de la table du Roy, ou autre Prince souverain, où ils s asséent pour… … Thresor de la langue françoyse
ders — dȅrs m DEFINICIJA reg. 1. predavanje, lekcija 2. nastava ETIMOLOGIJA tur. ← arap. därs … Hrvatski jezični portal
ders — is., Ar. ders 1) Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu. S. F. Abasıyanık 2) Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre Dersin bitmesine beş dakika var. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ders — flan·ders; flin·ders; glan·ders; hud·ders·field; jan·ders; jaun·ders; mal·an·ders; sal·len·ders; san·ders; saun·ders·wood; … English syllables
ders' — lü·ders ; lue·ders ; … English syllables
ders vermek — 1) öğretmek, yetiştirmek İyi konuşurdu, ders vermek sanatını bilirdi. 2) azarlamak, sert davranmak, sert bir karşılıkla yola getirmek Evvela kendi kendisini cezalandırdı, sonra kendisi gibi yaşamak istemeyenlere ders verdi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
DERS-İ AMM — Bir medreseyi bitirdikten sonra, tâbi tutulan imtihan sonunda medrese talebelerine ders vermek salâhiyetini kazanan. * Asistan. * Herkese ders vermeğe salâhiyetli âlim … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ders dışı — sf. Ders saati ve konusu dışında olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ders içi — sf. Ders saati ve konusu içinde olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ders almak — 1) bir konu üzerinde bir öğrenci yetkili bir kimseden bilgi edinmek 2) mec. bir olaydan deneyim kazanmak, ibret almak Yapılacak şey gördüğümüz vakalardan ders almaya çalışmaktır. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ders çalışmak — 1) belli bir konuyu öğrenmek üzere kaynakları kullanarak çalışmak 2) derste verilen bilgileri iyice öğrenmek için tekrarlamak İnek Şaban güzel ders çalışırdı boş sınıfta. R. Ilgaz … Çağatay Osmanlı Sözlük