-
1 deşmek
vt1) durchbohren2) aufstechenyarasını \deşmek eine alte Wunde wieder aufreißen -
2 deşmek
-
3 deşmek
-er, -i1) продыря́вить, проколо́ть; де́лать дыру́ / брешь в чём2) вскрыва́ть, вспа́рыватьçıbanı deşmek — вскрыть фуру́нкул
yaraları deşmek — тж. перен. береди́ть ра́ны
3) перекопа́ть, переры́ть, изры́ть ( землю)şimdi o meseleyi deşmiyelim — дава́йте сейча́с не бу́дем каса́ться э́того вопро́са
-
4 deşmek
(deşer)В1) просве́рливать, прока́лывать, протыка́ть, пронза́ть; де́лать дыру́ (брешь) в чём2) вскрыва́ть, вспа́рыватьçıbanı deşmek — вскрыть фуру́нкул
yaraları deşmek — прям., перен. береди́ть ра́ны
3) перен. каса́ться (какого-л. вопроса и т. п.) -
5 deşmek
тишү -
6 deşmek
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > deşmek
-
7 deşmek
v. open up, exhume, incise, dig, dig up, dig out, dredge up, probe, root -
8 deşmek
tevdan--------vedan -
9 deşmek
КЪИГЪЭУН, КЪЭТIЫН, ЗЭХЭТIЫХЬЫН, УПIЭН -
10 deşmek
убрыун, хэпыджэн, упIэн, бзэн, къидзын, къигъ -
11 deşmek
durchbohren -
12 deşmek
حفرنقرنقش -
13 deşmek
1. حفر [حَفَرَ]Anlamı: oymak, delmek2. نقر [نَقَرَ]Anlamı: oymak, delmek3. نقش [نَقَشَ]Anlamı: oymak, delmek -
14 deşmek
"to prick, to incise, to dig up; (çýban) to lance; to open up, to recall" -
15 deşmek
/ı/ 1. to lance (a boil). 2. to scratch open. 3. to dig up, dig into. 4. to open up (a painful subject or a problem). -
16 deşmek
deşmək -
17 deşmek
przebijać; przekłuć -
18 karanlığı deşmek
= karanlığı yırtmak пыта́ться изба́виться от беспоко́йства -
19 yarasını deşmek
touch smb. on the raw -
20 derdini deşmek
to stir up one's trouble
См. также в других словарях:
deşmek — i, er 1) Oymak, delmek, yara açmak, içini açmak, karıştırmak, kazmak 2) mec. Bir sorunun üzerinde yeniden durmak, hatırlatmak, kurcalamak Bu hatıraları daha deşmek istemiyorum. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
deşmek — eşmek … Beypazari ağzindan sözcükler
karanlığı deşmek (veya yırtmak) — 1) karanlıkta görmeye çalışmak, aydınlığa çıkmak için çaba harcamak Gözleriyle sokakların karanlıklarını yırtmaya uğraşarak sinirli bir telaş içinde çırpınıyordu. H. R. Gürpınar 2) mec. büyük sıkıntı ve üzüntüden kurtulmak için çabalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarasını deşmek — acıyı, üzüntüyü hatırlatmak, tazelemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdini deşmek (veya depreştirmek) — (bir kimse birinin) derdini hatırlatıp yeniden üzülmesine yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
deşelemek — i 1) Güçlü bir biçimde deşmek, karıştırmak Yaban domuzları tarlayı deşelemişler. 2) mec. Araştırmak Bu biraz da ihtiyarı deşelemek, o profesör hakkında bildiklerini söyletmek içindi. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
deşme — is. Deşmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
neşterlemek — i 1) Neşterle kesmek 2) mec. Üzüntü verecek bir durumu veya sorunu hatırlatmak, deşmek Cemiyetin böyle üstü kapalı işleyen yaralarını açıp da neşterlemelidir. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yara — is. 1) Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik Mendilimi bir çatkı şekline sokarak başıma, yaramın üzerine sardım. R. H. Karay 2) Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir dokun bin ah işit (veya dinle) (kâseifağfurdan) — insanları konuşturmak için biraz dertlerini deşmek yeter anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazımak — kazmak ve eşmek, deşmek, kazımak III, 264 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini