-
1 dâhilinde
внутри́ чего-л., в преде́лах чего-л. -
2 dâhil
1.вну́тренняя часть (помещения и т. п.)2.memleketin dâhilinde — в преде́лах страны́
включая, включительно, в том числеbugün dâhil, ayrılalı beş gün oldu — включа́я и сего́дняшний день, прошло́ пять дней с моме́нта расстава́ния
küçükler de dâhil bütün okul tiyatroya gidecek — вся шко́ла, включа́я и малыше́й, идёт в теа́тр
3. в соч.yirmiden kırk yaşına kadar dâhil — от двадцати́ лет до сорока́ включи́тельно
••- dâhiline- dâhilinde
- dâhilinden - dâhil olmak üzere -
3 sadet
озвонч. -diтема / предмет разговораsadetten ayrılmak — отклониться / отойти от темы разговора
sadedim dahilinde değil — [это] выходит за рамки моей темы
-
4 dahil
а1.вну́тренность, вну́тренняя часть (чего-л.)2.1) вну́тренний2) входя́щий (во что-л.); вступа́ющий (куда-л.)dahili hesap — включённый в счёт; в том числе́
3.включа́я; включи́тельноbugündahil, ayrılalı beş gün oldu — включа́я сего́дняшний день, прошло́ пять дней с моме́нта расстава́ния
4.в функции служ. имениdahilinde — внутри́ (чего-л.), в преде́лах (чего-л.)
dahilinden — изнутри́ (чего-л.)
□
-ı dahil etmek — вводи́ть; включа́ть□
hesaba dahil etmek — включа́ть в счёт□
-a dahil olmak — а) входи́ть (в состав чего-л.); б) принима́ть уча́стие, уча́ствовать в чём□
harbe dahil olmak — принима́ть уча́стие (уча́ствовать) в войне́□
oyuna biz de dahiliz — мы принима́ем уча́стие в игре́
См. также в других словарях:
Tughra — (osmanisch طغرى / طغرا, İA ṭuġra, pl. ṭuġrāwāt, heutige türkische Schreibung: tuğra, IPA [tuːra]) ist die Bezeichnung für den Namenszug des osmanischen Sultans, der – vergleichbar der handschriftlichen Unterzeichnung und dem Siegel… … Deutsch Wikipedia
dâhil — is., Ar. dāḫil 1) İç, içeri Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar... Atatürk 2) zf. İçinde, ... ile birlikte Bütün bu insanlar, amcası dâhil tiyatroda perdenin açılmasını bekler gibidir … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalalet — is., esk., Ar. ḍalālet Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Atatürk Atasözü, Deyim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
elverdiğince — zf. İmkân dâhilinde olduğu sürece Gönülleri elverdiğince ortada bir boşluk bırakarak ikiye ayrıldılar. A. Ağaoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
memleket — is., Ar. memleket 1) Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke Memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde olabilirler. Atatürk 2) Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer, şehir, yurt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
muhtemel — sf., Ar. muḥtemel İhtimal dâhilinde olan, beklenen, beklenir, umulur, olası, olasılı, mümkün Bir insan için güzel olanın, daha birçok insan için de güzel olması pek muhtemeldir. N. Ataç … Çağatay Osmanlı Sözlük
ritmik sayma — is., mat. Bir kural dâhilinde sayı aralıklarını değiştirmeden ileri, geri sayma … Çağatay Osmanlı Sözlük
BOŞANMAK — t. Eşi ile olan nikâh bağını bozmak. Eşinden ayrılmak. (Medeni kanun, boşama yetkisini mahkemeye bırakmıştır. İslâm dini evlenmeyi Allah ın emirleri dahilinde karşılıklı rızaya bağlı hür bir sözleşme olarak gördüğünden kadınla erkek boşanma… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GUSÜL — Boy abdesti. Temizlenmek. Maddi, manevi temizlik için şartları dahilinde yıkanmak. Taharet i Kübrâ da denir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KEFFARET-İ SAVM — Ramazan ı Şerifte özürü bulunmaksızın muayyen şartlar dâhilinde orucunu bozan bir mükellefin, müslim veya gayr i müslim bir köle veya câriye azâd etmesinden; buna muktedir değilse, iki ay muttasıl oruç tutmasından; buna da muktedir değilse,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUÂVAZATEN — Değiş yapma ile. İki tarafın da rızası dâhilinde değiştirme ile. * Hileli, dalavereli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük