-
1 irtisam etmek resmedilmek, izi düşmek.
arapça ارتشا rüşvet yeme.Osmanlı Türkçesi Sözlüğü > irtisam etmek resmedilmek, izi düşmek.
-
2 vâveylâ düşmek çığlıklar atılmak.
farsça وايه kısmet.Osmanlı Türkçesi Sözlüğü > vâveylâ düşmek çığlıklar atılmak.
-
3 свалиться
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > свалиться
-
4 أولع
düşmek -
5 استسلم
düşmek -
6 انتفى
düşmek -
7 انخفض
düşmek -
8 انهار
düşmek -
9 تطوح
düşmek -
10 تهاوى
düşmek -
11 تهدم
düşmek -
12 تولع
düşmek -
13 هفا
düşmek -
14 هفت
düşmek -
15 opadać
düşmek -
16 przypadać
düşmek -
17 spadać
düşmek -
18 vallen
düşmek [-er] v -
19 кĕркунне
düşmek -
20 yıxılmaq
düşmek
См. также в других словарях:
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aykırı düşmek — uygun gelmemek, ters gelmek, ters düşmek Yüzük ona biraz aykırı düşen bir parlaklıkla parmağında parlıyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
bitap düşmek — çok yorulmak, yorgun düşmek Sabaha doğru bitap düştü, onun kucağında uyuyakaldı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
döşeğe düşmek — yatağa düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gradosu düşmek — argo itibarı azalmak, derecesi düşmek Kızda insanlığın ve her türlü kabiliyetlerinin gradosu seneden seneye düşerken, böyle sevginin aslındaki temizlikle devam etmesine imkân yoktu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
pişmiş armut gibi (birinin) eline düşmek — olmuş armut gibi birinin eline düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepeüstü düşmek — başının üzerine düşmek, yuvarlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tongaya basmak (veya düşmek) — kendisini kötü bir duruma düşürmek için hazırlanan bir düzene uğramak, tuzağa düşmek Fakat insan salim kafayla bir dakika düşündü mü tongaya bastığını anlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yorgun düşmek — çok yorulmak, bitkin duruma gelmek Ben de uykusuzluktan yorgun düşmek üzereyim, yatacağım. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
darasını düşmek — tarttıktan sonra kabın ağırlığını hesaptan düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapana düşmek (veya girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak) — içinden çıkılmaz bir duruma düşmek, ele geçmek Onlar beni kapana koyacaklarını sanadursunlar. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük