Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

coşkulu

См. также в других словарях:

  • coşkulu — sf. Coşkusu olan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • agitato — zf., müz., İt. agitato Canlı ve coşkulu bir biçimde (çalınmak) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ateşli — sf. 1) Ateşi olan Ateşli hasta. 2) mec. Heyecanlı, coşkulu Ateşli bir tartışma. Arkadaşım ateşli bir Rumeli delikanlısı idi. F. R. Atay 3) mec. Cinsel istekleri güçlü olan Birleşik Sözler ateşli ateşli ateşli silah …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • coşkulandırmak — i Coşkulu duruma getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • coşkulanmak — nsz Coşkulu duruma gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • coşkululuk — is., ğu Coşkulu olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gerilim — is. 1) Gerginlik, tansiyon Çayların dağılışı, gerilime bir çeşit ara verir gibi oldu. H. Taner 2) db. Konuşmada bir sesin ortaya çıkması için ses kirişlerinin gerginleşmesi, tansiyon 3) fiz. İki ucundan ters yanlara çekilen bir telin her… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lirizm — is., ed., Fr. lyrisme Kişisel duyguların ilham yolu ile coşkulu ve etkili anlatımı Vezin ve kafiyenin atılması, lirizmden yüz çevirme, imge kullanılmaması, şiirde yenilik sayılıyordu. S. Hilav …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • meclis — is., Ar. meclis 1) Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için yapılan toplantı 2) Bu toplantının yapıldığı yer, şûra 3) Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için bir araya gelmiş kimseler topluluğu Yemekten sonra meclis gruplara ayrılmıştı. P. Safa 4)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nefes kesici — sf. Heyecanlı, coşkulu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • söylev — is. Bir topluluğa düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel söz, nutuk, hitabe Genel sekreter, heykelin önünde verdiği söylev esnasında, biraz evvel kurdeleyi kestiği makasla oynarken parmağını kanatmıştı. R. N.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»