-
1 cemaat
люди, публика, община, общественность, народcemaat aşı - общественное питаниеcemaat mülkü - общественная собственностьcemaat erbabı - общественнный деятель -
2 cemaat
- ti1) скопле́ние / толпа́ наро́даcemaati peşine takmış geliyor — он идёт, ведя́ за собо́й толпу́ люде́й
2) о́бщи́наAlmanya`da Türk cemaati — туре́цкая о́бщи́на в Герма́нии
3) рел. прихожа́не, моля́щиеся в мече́тиcemaatle namaz kılmak — повторя́я за има́мом моли́тву, соверша́ть нама́з в мече́ти
•• -
3 cemaat
(-ti)а собра́ние; о́бщество; толпа́ -
4 cümbür cemaat
все вме́сте, всей компа́нией, всем ско́пом -
5 جماعت
cemaat -
6 imam
1) има́м, гла́вный мулла́2) духо́вный глава́ мусульма́н3) глава́ религио́зной доктри́ны / филосо́фской шко́лы4) ти́тул хали́фа Али и лиц из его́ пото́мства5) има́м, глава́ госуда́рства ( в некоторых маленьких мусульманских государствах)6) перен. ли́дер, вождь••imam osurursa cemaat sıçar — посл. ры́ба ту́хнет с головы́
-
7 uymak
годи́ться соблюда́ть* * *-e1) подходи́ть; соотве́тствовать; гармони́роватьbu renkler birbirine uymaz — э́ти цвета́ не сочета́ются
iyi ki size uymadım — хорошо́, что я вас не послу́шался
kurallara uymak — соблюда́ть пра́вила
3) приспоса́бливаться, принора́вливатьсяnamazda cemaat imama uyar — во вре́мя нама́за прихожа́не де́лают то, что де́лает има́м
4) быть одина́ковым, совпада́ть, соотве́тствоватьgün güne uymaz — день на день не прихо́дится
-
8 kollektiv
-
9 kompaniya
См. также в других словарях:
cemaat — is., ti, din b., Ar. cemāˁat 1) Bir imama uyup namaz kılan kişiler 2) İnsan kalabalığı, topluluk Sonra, dağılmayan, etrafını saran cemaate dönüyor. T. Buğra 3) Bir dinden veya bir soydan olanların topluluğu Önde Rum patriği, arkada bütün… … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEMAAT — Topluluk. Bir yere toplanmış insanlar. Takım, bölük. * Fık: Bir imama uyup namaz kılan müslümanların heyeti. Bir mezhebe tâbi bir heyet teşkil eden ahali. * Aralarındaki münasebetleri din, örf ve âdetlere göre tanzim eden, akrabalık, komşuluk,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CEMAAT-İ HADEME-İ EHL — İ H Tar: Saray işlerini yapmakla vazifelendirilmiş sanatkârlar zümresi CEMAAT I MÜCELLİDÂN I HÂS Tar: Saraydaki kitabları ciltlemekle vazifeli sanatkârlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cemâat — (A.) [ ﺖﻋﺎﻤﺝ ] 1. topluluk. 2. camide ibadet edenler … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
cemaat — bir dinden veya ırktan bulunanların topluluğu; toplum; topluluk; insan kalabalığı … Hukuk Sözlüğü
cemaat ne kadar çok olsa imam gene bildiğini okur — bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
cumhur cemaat — zf. Cümbür cemaat Oyuncakçı dükkânından satın alınmış, çocuk işi teneke bir makine ile dün gece cumhur cemaat rulet oynamıştık. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
cümbür cemaat — zf. Toplu olarak, hepsi birden, cumhur cemaat … Çağatay Osmanlı Sözlük
imam osurursa cemaat sıçar — argo yöneticilerin kötü bir iş yapmaları, onların buyruğundakilerin daha kötü bir iş yapmalarına yol açar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
cümbül cemaat — topluca, herkez … Beypazari ağzindan sözcükler
ÜMMET — Cemaat, kavim, taife. * Bir hâkim milletin ashabından olan hey et i içtimaiye. * Bir peygambere inanıp onun yolundan giden insanların hepsi. Bir peygamberin Hakka davet ettiği cemaat. * Bir dille konuşan millet. * Arkasına düşülecek bir cemaat… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük