-
1 bura
-
2 görünmek
vi1) ausseheniyi/kötü \görünmek gut/schlecht aussehenkara göründü! Land in Sicht!öyle görünüyor ki... es sieht so aus, als ob...yağmur yağacakmış gibi görünüyor es sieht nach Regen aus, es sieht so aus, als würde es regnen2) sich sehen [o blicken] lassenburalarda bir daha görünme lass dich nicht mehr hier sehen3) ( gözükmek) erscheinen, zum Vorschein kommenolduğundan küçük \görünmek kleiner als in Wirklichkeit erscheinen4) sonu \görünmek seinem Ende zugehensonu görünmemek kein Ende absehen5) durchscheinenmürekkep/yazı kâğıdın arkasından görünüyor die Tinte/Schrift scheint auf der Rückseite des Papiers durch -
3 öksüz
\öksüz olmak/kalmak Waise sein/werdenII adj1) verwaist\öksüz kalmak verwaisenburalarda \öksüz kaldım hier fühle ich mich verwaist, hier komme ich mir verwaist vor -
4 sakın
\sakın! bloß nicht!\sakın dışarı çıkma! geh bloß nicht hinaus!\sakın ha! weh!\sakın onu çalmış olmasın? er wird es doch nicht gar [o ganz] gestohlen haben?buralarda \sakın bir daha görünme lass dich bloß [o ja] nicht mehr hier sehen
См. также в других словарях:
Şalpazarı — is a town and district of Trabzon Province in the Black Sea region of Turkey.External links* [http://www.salpazari.gov.tr/ District governor s official website] tr icon Şalpazarı ilçesinde yerleşimin çok eski tarihlere dayandığı bilinmektedir.… … Wikipedia
Ellerine Sağlık — Infobox Album Name = Ellerine Sağlık Type = Album Artist = Yalın Background = Yellow Released = March 24, 2004 Recorded = 2004 Genre = Pop rock Label = Universal Music Turkey Reviews = Last album = This album = Ellerine Sağlık (2004) Next album … Wikipedia
eser — is., Ar. eṣer 1) Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. Y. K. Beyatlı 2) Yayın, kitap, yapıt Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. H. Z. Uşaklıgil 3) İz,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezmek — nsz, er 1) Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu. O. C. Kaygılı 2) Bir yerde dolaşmak, yürümek Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
konuk — is., ğu 1) Bir yere veya birinin evine kısa bir süre kalmak için gelen kimse, misafir, mihman Şatoda yaşayanlarla konuklar, buralarda, topluca yıkanırlarmış. S. Birsel 2) hay. b. Konakçının üzerindeki asalak Birleşik Sözler konukevi konuk köşesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahalle arkadaşı — is. Aynı mahallede oturan komşu veya dost O gün haşarı mahalle arkadaşlarından altı yedi kişi ile birlikte buralarda dolaşıyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
parasız pulsuz — sf. 1) Parası olmayan 2) zf. Parası olmayarak Herkesin yemeğe gittiği bir saatte benim parasız pulsuz buralarda dolaşmam bir suç gibi geliyor bana. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünyaevine girmek — evlenmek Yaşları daha genç görünüyor fakat buralarda yapılan ilk iş eli ekmek tutar tutmaz dünyaevine girmek olduğu için kim bilir kaç sene evvel evlendiler. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kössəməg — (İmişli) çidarlamaq. – Atı kössə, burax buralarda otdasın … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
qaquşxarək — (Dərbənd) quş adı. – Qaquşxarək payiz uldi, buralarda ular … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
lejan — (Cəbrayıl, Çənbərək, Gədəbəy, Qafan, Tovuz, Zaqatala) bol, çox. – Bu il bizim armudumuz lejandı (Qafan); – Qartof Cıfıxlıda lejandı (Çənbərək); – Yiməh işməx’ lejanıdı qonaxlıxda dünənnəri (Gədəbəy); – Qavaxlar buralarda qarağat lejan olardı… … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti