-
1 bundan\ başka
кро́ме того -
2 başka
ино́й* * *1.друго́й, ино́йbaşkaları — други́е; други́е люди́
başka bir eve taşındık — мы перебрали́сь в друго́й дом
başka çare yok — друго́го вы́хода нет
başka işin yok mu? — тебе́ что, де́лать не́чего что ли?
başka türlü — а) ино́го / друго́го ро́да; б) и́на́че, по-друго́му
2. - denbaşka türlü yapamadım — я не мог поступи́ть и́на́че
кро́ме, поми́моbundan başka — кро́ме э́того, поми́мо э́того
bunu sizden başka herkes bilir — э́то зна́ют все, кро́ме вас
-
3 doymak
нае́сться* * *- ar1) насыща́ться тж. перен. ; наеда́ться до́сытаdoydum, başka bir şey yiyemem — я сыт, бо́льше ничего́ не могу́ съесть
karnım doydu — я нае́лся, я сыт
2) перен. пресыща́ться, дово́льствоваться чемbakmaya doyamıyorum — я не могу́ насмотре́ться
bundan doydum — с меня́ хва́тит, мне э́то надое́ло
См. также в других словарях:
bundan mâada — (T. A.) [ dan+m ] bundan başka, bunun yanısıra … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
kaldı ki — bundan başka, bununla birlikte Kaldı ki bugün propaganda da yasaktır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayrıca — zf. 1) Ayrı olarak, başkaca Devlet konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler. Anayasa 2) Ayrı bir önem verilerek Bu bitki oralarda ayrıca yetiştirilir. 3) Bundan başka … Çağatay Osmanlı Sözlük
başlamak — e 1) Bir işe girişmek, harekete geçmek Şairliğe on sekiz yaşında gazel ve rubailerle başlamıştı. H. Taner 2) nsz Çalışır, işler, yürür duruma girmek Bundan başka evlenme hayatı da oldukça başarılı başladı. H. E. Adıvar 3) Olmak, oluşmak, ortaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalışkan — sf. Gayretli, çalışmayı seven, faal Bundan başka saygılı, temiz ve çalışkan bir kızdı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
daha — zf. 1) Şimdiye kadar, henüz Daha kimse gelmemiş. Daha bir saat olmadı. 2) Var olana, elde bulunana ek olarak, olana katarak Bir kızım daha olsaydı, adını Meliha koyardım. P. Safa 3) Kendisinden sonra üçüncü kişi iyelik eki alan bir sıfatla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saygılı — sf. Saygısı olan, saygı gösteren, hürmetli Bundan başka saygılı, temiz ve çalışkan bir kızdı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstelik — zf., ği 1) Ayrıca, bir de, bundan başka Üstelik bu sene dimağımda büyük bir yorgunluk duyuyorum. A. Ş. Hisar 2) sf. Güçlü, kuvvetli, sağlam Benim sesim ondan daha üsteliktir! O. C. Kaygılı 3) is. Üste verilen şey, fark Saatimi bu kalemle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
BÂKİ — Ebedî, dâimî. Sonu gelmez. Ölmez. * Sonsuz. * Cenab ı Hak. * Artan. Geri kalan. * Bundan başka.(Madem beka, Bâki i Zülcelâl e mahsustur ve mâdem Bâki nin esması bâkiyedir ve mâdem Bâki nin âyineleri Bâki nin rengini, hükmünü alır ve bir nevi… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EYYİM — Bekâr, dul. Eyyim; gerek bikir, gerek seyyib olsun zevci olmayan kadına ve zevcesi olmıyan erkeğe denir ki, buna bekâr denir. Bundan başka eyyim; hür kadına ve bir kimsenin kızı, hemşiresi, teyzesi gibi yakın hısmına da ıtlak edilir. (E.T … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEÂL — (Geri dönmek ve rücu eylemek. den) Meydana gelen netice. Mefhum. * Mânası. Kısaca mânası. * Kaymak. * Husul yeri, peyda olunacak yer. * Son, sonuç.(Meâl, te vilin me hazi olan evl mânasına masdar ı mimîdir. Bir şeyin varacağı gâye mânasına ism i… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük