Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

boşboğazlık

  • 1 болтливость

    boşboğazlık
    * * *
    ж

    Русско-турецкий словарь > болтливость

  • 2 بقبقة

    boşboğazlık; gevezelik; konuşkanlık; zevzeklik

    Arabic-Turkish dictionary > بقبقة

  • 3 ثرثرة

    boşboğazlık; gevezelik; konuşkanlık; lâfügüzaf; pıtırtı; zevzeklik

    Arabic-Turkish dictionary > ثرثرة

  • 4 هذر

    boşboğazlık; gevezelik; halt; konuşkanlık; lâfügüzaf; zevzeklik

    Arabic-Turkish dictionary > هذر

  • 5 болтать языком

    boşboğazlık etmek

    Русско-турецкий словарь > болтать языком

  • 6 αμετροέπεια

    boşboğazlık, gevezelik

    Ελληνικό – Τουρκικό Λεξικό > αμετροέπεια

  • 7 schnattern

    boşboğazlık etmek
    vakvaklamak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > schnattern

  • 8 indiscretion

    bosbogazlik, düsüncesizlik, patavatsizlik

    English to Turkish dictionary > indiscretion

  • 9 wag one's tongue

    bosbogazlik etmek

    English to Turkish dictionary > wag one's tongue

  • 10 babble

    n. boşboğazlık, boş lâf
    ————————
    v. gevezelik etmek, boşboğazlık etmek, ağzından kaçırmak, ağulamak, şırıldamak, çağıldamak
    * * *
    1. parazit 2. gevezelik et (v.) 3. gevezelik (n.)
    * * *
    ['bæbl] 1. verb
    1) (to talk indistinctly or foolishly: What are you babbling about now?) saçma sapan konuşmak, ağzında gevelemek
    2) (to make a continuous and indistinct noise: The stream babbled over the pebbles.) çağıldamak, şırıldamak
    2. noun
    (such talk or noises.) gevezelik, boş lâf, çağıltı, şırıltı

    English-Turkish dictionary > babble

  • 11 indiscretion

    n. boşboğazlık, gevezelik, patavatsızlık, düşüncesizlik, yersiz davranış
    * * *
    düşüncesizlik
    * * *
    [-'skreʃən]
    noun boşboğazlık, düşüncesizlik

    English-Turkish dictionary > indiscretion

  • 12 tattle

    n. dedikodu, gevezelik, boşboğazlık
    ————————
    v. gevezelik etmek, dedikodu yapmak, boşboğazlık etmek, ağzından kaçırmak
    * * *
    1. gevezelik et (v.) 2. geveze (adj.)

    English-Turkish dictionary > tattle

  • 13 ყბეგობა

    i.
    boşboğazlık, dedikodu
    f.
    boşboğazlık etmek, çene çalmak

    Georgian-Turkish dictionary > ყბეგობა

  • 14 болтать

    sallamak; çene çalmak; gevezelik etmek
    * * *
    I

    болта́ть нога́ми — ayaklarını sallamak

    2) ( взбалтывать) çalkalamak
    ••

    не болта́й языко́м! — bırak gevezeliği!

    II разг.
    1) ( беседовать) çene çalmak
    2) ( проговариваться) ağzı gevşek olmak

    смотри́, не болта́й! — sakın boşboğazlık etme!

    3) ( пустословить) gevezelik etmek

    болта́ть глу́пости — saçmalamak

    Русско-турецкий словарь > болтать

  • 15 язык

    1) dil; tokmak
    2) анат. lisan
    * * *
    м
    1) dil

    говя́жий язы́к — sığır dili

    заливно́й язы́к — dil jölesi

    показа́ть кому-л. язы́к (дразня)birine dil çıkarmak

    2) ( колокола) tokmak (-ğı)
    3) перен. dil

    языки́ пла́мени — yalımlar, alazlar

    4) врз dil

    язы́к Толсто́го — Tolstoy'un dili

    дре́вне языки́ — eski diller

    нау́чный язы́к — bilim dili

    юриди́ческий язы́к — hukuk dili

    ру́сский язы́к — Rus dili, Rusça

    кни́га издана́ на туре́цком языке́ — kitabın Türkçesi yayınlandı

    языко́м / на языке́ цифр — rakamların diliyle

    рассказа́ть о чём-л. языко́м кинемато́графа — bir şeyi sinema diliyle anlatmak

    рабо́чий язы́к (конференции и т. п.)çalışma dili

    учи́ться на (своём) родно́м языке́ — anadiliyle öğrenim görmek

    госуда́рственный / официа́льный язы́к — resmi dil

    5) ( пленный) dil

    взять / добы́ть языка́ — dil tutmak / almak

    ••

    язы́к до Ки́ева доведёт — погов. sora sora Bağdat bulunur

    язы́к без косте́й — dilin kemiği yok

    язы́к мой - враг мой — погов. bülbülün çektiği dilinin belasıdır

    держа́ть язы́к за зуба́ми — ağzını pek tutmak, diline sağlam olmak

    у меня́ язы́к не повора́чивается попроси́ть де́нег — para istemeye dilim varmıyor

    болта́ть / трепа́ть язы́ко́м — boşboğazlık etmek

    у него́ язы́к прили́п к горта́ни — dilini yuttu

    у него́ язы́к отня́лся — dili tutuldu

    срыва́ться с языка́ — см. срываться

    вопро́с уже́ был у меня́ на языке́ — soru dilimin ucuna gelmişti

    Русско-турецкий словарь > язык

  • 16 garrulity

    n. gevezelik, boşboğazlık, çenebazlık
    * * *
    gevezelik
    * * *
    [-'ru:-]
    noun gevezelik, zevzeklik

    English-Turkish dictionary > garrulity

  • 17 blab

    n. boşboğaz, geveze, çenesi düşük
    ————————
    v. ağzından kaçırmak, boşboğazlık etmek, gevezelik etmek
    * * *
    açığa vur

    English-Turkish dictionary > blab

  • 18 idle talk

    boş konuşma, yersiz konuşma, boşboğazlık, gereksiz konuşma

    English-Turkish dictionary > idle talk

  • 19 shoot off one's mouth

    abartmak, mübâlağa etmek, yüksekten atmak, boşboğazlık etmek, patavatsızlık etmek

    English-Turkish dictionary > shoot off one's mouth

  • 20 talk indiscreetly

    v. boşboğazlık etmek

    English-Turkish dictionary > talk indiscreetly

См. также в других словарях:

  • boşboğazlık — is., ğı Boşboğaz olma durumu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller boşboğazlık etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boşboğazlık etmek — gereksiz, yersiz, düşüncesiz konuşmak Ama boşboğazlık etmezsen bir şey olmaz. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzını (veya çenesini) tutmak — 1) boşboğazlık etmemek 2) kötü söz söylememek 3) bir konuda arzu edilmeyen düşüncelerin açığa çıkmasını bir biçimde önlemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BEZER — Gevezelik, boşboğazlık, çok konuşmaklık …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»