-
1 bizzat
höchstpersönlich, selbstbir şeye \bizzat tanık olmak etw selbst miterlebenbirini \bizzat tanımak jdn persönlich kennen -
2 bizzat
'bizzat persönlich, selbst -
3 bizzat
1.in person: Bizzat geldi. He came in person. 2. on his/her own, without help from others: Mektubu bizzat yazdı. He wrote the letter himself. -
4 bizzat
сам, ли́чно, персона́льно, самоли́чно -
5 bizzat
adv. personally, in person--------pron. myself, itself, himself, herself -
6 bizzat
Özü; özü tərəfindən -
7 bizzat
а сам, ли́чно -
8 bizzat
(kendim) αυτοπροσώπως -
9 bizzat
personally, in person -
10 bizzat
özü, şəxsən, şəxsən özüözü, şəxsən -
11 bizzat inceleme
n. autopsy -
12 bizzat kendim
pron. my own self -
13 bizzat kendisi
adv. in the flesh -
14 bi xo
bizzat -
15 höchstpersönlich
bizzat -
16 in person
bizzat, şahsen* * *(personally; one's self, not represented by someone else: The Queen was there in person; I'd like to thank him in person.) bizzat, şahsen -
17 персонально
bizzat, şahsen -
18 my own self
bizzat kendim, kendim -
19 my own self
bizzat kendim, kendim -
20 αυτοπροσώπως
bizzat, şahsen, kendisi
См. также в других словарях:
bizzat — zf., Ar. bi ẕ ẕāt Doğrudan doğruya kendisi Vaziyeti yukardan ve bizzat takip etmek lazım geldi. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
bizzat — f. özü, şəxsən özü … Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti
HÜSN-Ü BİZZAT — Kendisi bizzat güzel olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜMTENİ-UN BİZZAT — (Mümteniatün bizzât) Varlığı, vücudu hiç bir şekilde mümkün olmayan. Zâtı itibariyle imkânsız olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUCİB-İ BİZZAT — İster istemez kendisi işi yapmaya mecbur olan. Serbest ve istediği gibi hareket edemeyen. (Meselâ: Güneş ışığının, güneşin kendi zâtının zaruri neticesi olması gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ASHÂB-I SUYÛF — Bizzat harbe iştirak edip kılıçları ile cihad edenler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BİL'ASALE — Bizzat. Kendisi. Eli ile. Başkasını vâsıta etmeden. Asâleti ile … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BİNEFSİHİ — Bizzat, kendisi, kendisi ile … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GAZVE — Din düşmanı olan cephenin üzerine taarruz. Muharebe. Cenk. Sefer. Din muharebesi. Gazve, gazivden alınmış olup cenk ve kıtal manasınadır. Düşmanla vuruşmak demektir. Siyer ıstılahında Gaza ve gazve tâbirleri Peygamber Efendimizin bizzat hazır… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HÜSN-Ü MÜCERRED — Gayr olsun olmasın bizzat güzel olan şey. Bazı âza veya çizgilerin mütenasib terkib ve tertibiyle hâsıl olan hüsün, hüsn ü mücerred değildir. Şartları zâil olsa, hüsün de zâil olur. Fakat, vücud, hayat, iman gibi varlıklar hüsn ü mücerreddir ve… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
History of the Kurdish people — This article is part of the Kurdish history and Culture series Ancient history Corduene Kayusid Medieval history Shahrazur Shaddadid Rawadid Hasanwayhid Annazid Marwanid Hadhabani Hazaraspid Ayyubid Badlis Ardalan … Wikipedia