Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

bittim

  • 1 oldum bittim

    испоко́н веку́ / веко́в, всегда́, всю жизнь

    Türkçe-rusça sözlük > oldum bittim

  • 2 olmak

    быть созре́ть стать
    * * *
    - ur
    1) быть, происходи́ть, соверша́ться, случа́ться

    olmadı! — не получи́лось!, не вы́шло!

    bir şey olmak — случи́ться с кем-л. о чем-л.

    aman, ona bir şey olmasın! — бо́же сохрани́, как бы с ним чего́-нибудь не случи́лось!

    hiç bir şey olmamış gibi — как ни в чём не быва́ло; как бу́дто ничего́ не случи́лось

    kimseye bir şey olmadı — ни с кем ничего́ не случи́лось

    ne oldu? — что случи́лось?, что произошло́?

    sesine ne oldu? — что случи́лось с твои́м го́лосом?

    ne oldu kızım? — что с тобо́й, до́чка?

    dışarıda bir telâş oldu — на у́лице произошло́ како́е-то волне́ние

    her gün fırtına oluyor — ка́ждый день быва́ют што́рмы

    nasıl oldu da bunun farkına varmadın? — как же так вы́шло, что ты э́того не заме́тил?

    ortada neler olup döndüğünü bilmiyorum — я не зна́ю, что вокру́г твори́тся

    2) доводи́ться, приходи́ться

    bu hanım sizin neniz oluyor? — кем прихо́дится вам э́та же́нщина?

    halam oluyor — она́ мне прихо́дится тётей по отцу́

    3) быть, пребыва́ть, находи́ться (где-л.)

    benim burada olduğumu nasıl haber aldınız? — как вы узна́ли, что я здесь?

    herkes olduğu yerde kalsın! — всем остава́ться на свои́х места́х!

    öğleden sonra orada olmalıyım — по́сле обе́да я до́лжен быть там

    siz onun yerinde olsanız ne yaparsınız? — а что вы сде́лаете, будь вы на его́ ме́сте?

    yarın konuğumuz olacak — за́втра у нас бу́дут го́сти

    4) быть, име́ться у кого

    cebimde olanı ona verdim — я о́тда́л ему́ всё, что у меня́ бы́ло в карма́не

    bir erkek çocuğu oldu — у неё роди́лся ма́льчик

    5) де́латься, станови́ться; быть; превраща́ться

    adam olmak — быть челове́ком

    doktor oldu — он стал до́ктором

    iki kişi olduk — нас ста́ло дво́е

    iyi bir mühendis olur — из него́ вы́йдет хоро́ший инжене́р

    su, buz oldu — вода́ преврати́лась в лёд

    6) поспева́ть, созрева́ть

    ekinler oldu — хлеба́ поспе́ли

    üzüm daha olmadı — виногра́д ещё не созре́л

    7) быть гото́вым / пригото́вленным

    çay oldu — чай гото́в

    yemek oldu — обе́д пригото́влен

    8) -e подходи́ть, быть впо́ру

    bu ceket bana olmuyor — э́тот жаке́т мне не годи́тся

    9) - den лиша́ться кого-чего, теря́ть; остава́ться без кого-чего

    hem işinden, hem de çocuklarından oldu — он лиши́лся и жены́ и дете́й

    tembelliği yüzünden işinden oldu — из-за свое́й ле́ни он потеря́л рабо́ту

    10) арго опьяне́ть, стать пья́ным

    sen adamakıllı olmuşsun! — ты уже́ изря́дно накача́лся!

    11) (со словами yıl, saat и т. п.) проходи́ть, исполня́ться

    neredeyse üç yıl olacak — ско́ро уже́ испо́лнится / бу́дет три го́да

    tam iki yıl oldu — прошло́ ро́вно три го́да

    12) (со словами gece, akşam) наступа́ть

    gece oluyor — наступа́ет ночь

    sabah oldu — наста́ло у́тро

    13) (со словами, обозначающими болезни)

    anjin olmak — заболе́ть анги́ной

    öksürük olmak — ка́шлять

    tifa olmak — боле́ть ти́фом

    14) употр. в роли вспом. гл.

    rezil olmak — быть опозо́ренным, опозо́риться

    teselli olmak — утеша́ться

    teslim olmak — сдава́ться

    hasta iyi oldu — больно́й вы́здоровел / попра́вился

    bize gelmez oldu — он переста́л к нам ходи́ть

    itiraz edecek oldum ama... — я хоте́л бы́ло возрази́ть, но...

    ••
    - olan biten
    - olan oldu
    - oldu olacak kırıldı nacak
    - oldu olanlar
    - oldum bittim
    - oldum olası onu sevmezdim
    - olmalı
    - evde olmalı
    - olsa olsa
    - olsun olsun
    - ... olsun... olsun
    - olup olacağı on kuruşluk bir mesele!
    - ne olursa olsun!
    - sen çok oluyorsun!

    Türkçe-rusça sözlük > olmak

  • 3 oldum

    oldum: oldum bittim, oldum olası seit je(her)

    Türkçe-Almanca sözlük > oldum

  • 4 bitmek

    bitmek <- er>
    1. vi
    1) ( tükenmek) enden, alle sein
    \bitmek bilmemek nicht enden wollen
    \bitmek bilmeyen alkış nicht enden wollender Beifall
    \bitmek tükenmek bilmemek unerschöpflich sein
    benzin bitti das Benzin ist alle
    film bitti der Film ist zu Ende
    sigaram bitti meine Zigaretten sind alle
    sonu iyi/kötü \bitmek ein gutes/böses Ende nehmen
    2) ( süre) ablaufen
    3) ( çok yorulmak) alle sein, erledigt sein
    bittim ich bin alle [o erledigt]
    4) ling (harfi ile \bitmek) auslauten
    kelime e harfi ile biter das Wort lautet auf e aus
    5) ( fam) ( çok sevmek) lieben (-e)
    2. <- er> vi
    1) wachsen
    mantar gibi yerden \bitmek wie Pilze aus dem Boden schießen
    2) ( fam) ( beklenmedik zamanda ortaya çıkmak) unerwartet auftauchen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > bitmek

  • 5 tamamen

    tamamen [tama:-] adv
    gänzlich, vollkommen, völlig, total, komplett
    \tamamen bittim ( fam) ich bin total alle

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > tamamen

  • 6 olmak

    ",-ur 1. to become, come to exist, come into being. 2. to happen, occur, be, take place. 3. to be (to have or occupy a place or position; to show a certain characteristic): Beşte orada olmalıyım. I ought to be there at five o´clock. Cesur olmalısın. You should be bold. 4. to have (used with possessives): Param olsaydı alırdım. If I´d had the money, I´d have bought it. Benim o semtte bir evim olmalı. I ought to have a house in that part of town. 5. (for time) to pass, elapse, be: Oraya gideli iki yıl oldu. It´s been two years since he went over there. 6. (for something) to be acceptable, be all right, be okay: Olur mu öyle? Can (something like) that be okay? Olur! Okay! Olmaz! No! 7. to ripen; (for food) to be cooked, be done. 8. /a/ (for an article of clothing) to fit. 9. /dan/ to lose, be deprived of: Canından oldu. He lost his life. Kumar yüzünden servetinden oldu. She lost her fortune by gambling. 10. to catch (a disease): Tifo oldu. He caught typhoid fever. 11. to undergo (something): Ameliyat oldu. He underwent an operation. Ahmet yarın imtihan olacak. Ahmet will take an exam tomorrow. 12. /a/ (for something) to be a source of (something) to (someone): Bu ilacın ona çok yararı oldu. This medicine has really helped her. 13. slang to get drunk: Sen bayağı oldun. You´re as drunk as a lord. Oldu. colloq. All right./OK./Very well./Agreed. -la beraber/birlikte although: Parlak bir zekâsı olmamakla beraber para kazanmasını biliyor. He´s no whiz kid, but he does know how to make money. olan/olup biten all (the events) that took place. olup bitmek to happen, take place. olduğu gibi 1. as (one) is, as (it) is: İnsanları olduğu gibi kabul etmelisin. You should accept people as they are. 2. as it (they) happened: Her şeyi olduğu gibi anlatacağım. I will explain everything as it happened. 3. besides being..., in addition to being...; besides having..., in addition to having...: Hasta olduğu gibi, yoksul da. Besides being sick, he is poor. olduğu kadar 1. besides being...; besides having...: Oda küçük olduğu kadar, karanlık da. Besides being small, the room is dark. 2. as much as possible: Hepsini bitirmek zorunda değilsin, olduğu kadar yap. You don´t have to finish it all; do what you can. Olan oldu. What´s done is done. olup olacağı all: Bendeki paranın olup olacağı bu kadar. This is all the money I´ve got on me. Onun olup olacağı bir köy muhtarı. He´ll never be anything more than the mayor of a village. Olup olacağımız toprak mı? Are we nothing more than dust? oldum bittim/oldum olası/oldum olasıya for as long as anyone can remember, from time immemorial, always. oldu olmadı It´s been just about...: Bu işe başlayalı on yıl oldu olmadı. It´s been just about ten years since he began this job. olmak üzere 1. being: İşyerimizde, ikisi Fransız olmak üzere, yirmi eleman var. In our firm we have twenty personnel, two of whom are French. 2. to be on the point of being: Kahven olmak üzere. Your coffee´s just about ready. olur olmaz 1. just any old, whatever, any... that: Olur olmaz her kitabı okuma! Don´t read any old book you happen to see! 2. at random, without thinking: Olur olmaz konuşma! Don´t just talk whenever you feel like it. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > olmak

См. также в других словарях:

  • oldum bittim — zf. Oldum olası Ben oldum bittim ağlamaya dayanamam. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Demet Akalın — on stage at her concert in Samsun, 2010 Background information Birth name Demet Akalın Born …   Wikipedia

  • Siirt — ( ku. Sêrt, ar. سيرت) is a city in southeastern Turkey and the seat of Siirt Province. Siirt urban center has a mixed population of Kurds, Turks, and Arabs. The population of the city according to the 2000 census was 98,281… …   Wikipedia

  • Nazan Öncel — Born February 6, 1956 (1956 02 06) (age 55) Origin İzmir, Turkey Genres Pop, Pop rock Occupations …   Wikipedia

  • Siirt — Sêrt Administration Pays …   Wikipédia en Français

  • Sêrt — Siirt Siirt Administration Pays …   Wikipédia en Français

  • Siirt — Para otros usos de este término, véase Provincia de Siirt. Siirt Bandera …   Wikipedia Español

  • Акалын, Демет — Демет Акалын Demet Akalın …   Википедия

  • μπιτίζω — 1. φέρνω κάτι εις πέρας, αποτελειώνω, περατώνω («μπίτισα τις δουλειές μου») 2. συμπληρώνω, καλύπτω ένα ορισμένο ποσό 3. (αμτθ.) τερματίζομαι, περατώνομαι, τελειώνω («μπίτισαν οι διακοπές») 4. ξοδεύομαι, εξαντλούμαι, φθάνω στο τέλος («μπιτίσανε τα …   Dictionary of Greek

  • bitmek — 1. nsz, er 1) Bitki, tüy, saç vb. şeyler çıkıp yetişmek Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? F. R. Atay 2) Beklenmedik zamanda ortaya çıkmak Aynı anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir şarkıcıdan çok bir göz bağcıya benziyordu.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çok sözlü — sf. Tatlı dilli, konuşkan Döktüğün dillere bittim, seni çok sözlü seni! / Ayda âlemde bir olsun aramazsın Köse ni. M. A. Ersoy …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»