-
21 sonuçlanmak
-
22 söyleye söyleye
\söyleye söyleye dilinde tüy bitmek ( fam) sich den Mund fuss(e) lig reden -
23 tüy
tüy s2. 1) Haar nt\tüy atmak ( hayvan) sich haaren\tüyleri diken diken oldu ( fig) o ( fam) ( korkudan) ihm standen die Haare zu Berge; ( üşümekten) er bekam eine Gänsehautbirinin \tüyüne dokunmamak jdm kein Haar krümmensöyleye söyleye dilinde \tüy bitmek ( fam) sich den Mund fuss(e) lig reden2) (kuş \tüyü) Feder f\tüy atmak ( kuş) sich mausern -
24 yer
yer s\yer açmak Platz schaffen\yer almak ( bulunmak) sich befinden; ( bir projede) teilnehmen\yer etmek ( iz bırakmak) Spuren hinterlassen; ( iyice yerleşmek) sich eingraben\yerimiz yok wir haben keinen Platz; ( otelde) wir sind ausgebucht\yerine koymak auf seinen Platz stellen; ( gibi görmek) sehen als; ( saymak) halten für; ( elden çıkan bir şeyin benzerini sağlamak) ersetzen\yerini almak seinen [o ihren] Platz einnehmenfazla \yer kaplamak zu viel Raum [o Platz] einnehmen2) Lage fkendini birisinin \yerine koymak sich in jdn hineinversetzenkendini benim \yerime bir koysana! versetz dich doch mal in meine Lage hinein!3) Stelle fbir şeyi \yerinden oynatmak etw von der Stelle bewegenbirinin \yerine geçmek an jds Stelle treten\yer yarılıp içine girmek wie vom Erdboden verschluckt sein\yere düşmek auf den Boden fallen, auf die Erde fallen, zu Boden fallen\yere tükürmek auf den Boden spucken\yeri boylamak hinfallen\yerin dibine geçmek in den Erdboden versinken, sich in Grund und Boden schämen\yerle bir etmek dem Erdboden gleichmachenmantar gibi \yerden bitmek wie Pilze aus dem Boden schießen5) wohinbastığın \yere dikkat et! gib Acht, wohin du trittst!yarın gideceğim \yer... dort, wohin ich morgen gehe,... -
25 yerden bitme
3) mantar gibi \yerden bitmek wie Pilze aus dem Boden schießen
- 1
- 2
См. также в других словарях:
bitmek — 1. nsz, er 1) Bitki, tüy, saç vb. şeyler çıkıp yetişmek Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? F. R. Atay 2) Beklenmedik zamanda ortaya çıkmak Aynı anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir şarkıcıdan çok bir göz bağcıya benziyordu.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bitmek — yazmak, tahrir, terkim (bitmak) nabit, neşv u nema bulmak, yazmak, bitilmek, halas olmak, tükenmek, yapılmak, îmal olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bitmek tükenmek bilmemek — bir türlü sonu gelmemek, eksilmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
berabere bitmek — oyun veya yarışma aynı sayının alınmasıyla sonuçlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eriyip bitmek — üzüntü ve sıkıntıdan çok zayıflamak O zaman da ben kahır yüzünden eriyip bitmiş olacağım. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
pili bitmek — 1) aşırı yaşlanmak Seksenini aştıktan sonra da pili bittiği için doğal bir ölümle öldü. T. Uyar 2) gücü kuvveti kesilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mantar gibi (yerden) bitmek — birdenbire veya kendiliğinden ortaya çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakalı bitmek — tkz. (bir işin) bir iş sürüncemede kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepesinde bitmek — 1) (birinin) istenmediği hâlde birinin yanına gelip ayrılmak istememek, türlü isteklerle canını sıkmak, rahatsız etmek 2) (birinin) ansızın yanına gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş (birinde) bitmek — işin bitmesi veya sorunun çözümü birine bağlı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş (birinden) bitmek — işin sonuçlanması ondan beklenilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük