-
1 bir kalem
für einen Augenblick [o Moment]bir şeyi \bir kalem geçmek etw für einen Augenblick außer Betracht lassen -
2 kalem
kalem s1) Stift m; (çelik \kalemi) Feder f; (tükenmez \kalem) Schreiber m\kalem açmak einen Stift (an) spitzenbir şeye \kalem çekmek etw durchstreichenbir şeyi \kaleme almak etw abfassen [o verfassen] -
3 açmak
I vt1) öffnen, aufmachenbirinin gözünü \açmak ( fig) jdm die Augen öffnen3) ( musluk) aufdrehengözlerini açtı er schlug die Augen aufkapıyı açamıyorum ich kann die Tür nicht aufschließen; ( fam) ich krieg die Tür nicht aufkulaklarını aç! sperr deine Ohren auf!6) ( perde) aufziehen7) ( paket) auspackenateş \açmak das Feuer eröffnen9) ( yeni ülke) erschließen10) ( vücudunun herhangi bir yerini) frei machen, entblößen12) ( mantarlı şişe) entkorken15) jur ( kamu davası) erheben; ( soruşturma) einleiten; ( dosya) anlegen; ( hesap, vasiyetname) eröffnen17) ( iskambil kâğıdı) aufdeckenkollarını \açmak die Arme ausbreiten21) birine yol \açmak jdm den Weg freimachenII vi1) ( çiçek) blühen, aufgehen2) ( hava) auflockern
См. также в других словарях:
bir kalem — sf. 1) Aynı, benzer, tek tür 2) zf. Bir an için Bu düzeni uyduranlar sanayi babaları ve reklam şirketleridir. Boş verin bir kalem onları. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir kalem geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir kalem geçmek — boş vermek, bir an için göz ardı etmek Üniversiteyi filan bir kalem geçin, liseyi bile okuyamamıştı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalem — is., Ar. ḳalem 1) Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir. F. R. Atay 2) Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalem beyi — is., esk. Kalem efendisinden daha üst görevli Bu kumral saçlı, şişman bir kalem beyi idi. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalem oynatmak — 1) yazı yazmak Namık Kemal in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir. N. Cumalı 2) bir yazıyı düzeltmek 3) bir yazıda değişiklik yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
KALEM — (C.: Aklâm) Kamış. Yazı için ucu inceltilen bir nevi ince ve sert kamış. * Yazı yazmak için kullanılan her türlü âlet. * İfâde. Üslub. * Mâden, taş ve tahta üzerinde oymak için ucu sivri çelik âlet. * İnce boya, fırçası. * Yazı enva ı. * Resim.… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kalem açmak — kalemin ucunu yontup kullanılabilecek bir duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tükenmez kalem — is. Ucunda küçük bir bilyesi bulunan ve içi özel bir mürekkeple dolu ince bir borucuktan oluşan bir kalem türü, tükenmez … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli kalem tutmak — 1) yazı yazmayı bilmek 2) düşündüğünü güzel bir anlatımla yazmak Saz sanatkârı bütün kedileri sever. Aynı zamanda eli kalem tuttuğundan sevdiği kedilerin bir bir hikâyesini yazar. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun kalem — is. İçi grafitli, yazısı kolayca silinebilen, değişik biçimleri olan bir tür kalem … Çağatay Osmanlı Sözlük