-
1 refakat
(-tı)1) müşayiət(hərbi) 2) akkompanement; müşayiət; piano refakat ile – pianonun müşayiəti ilə; 3) mühafizə dəstəsi, svita, məiyyət(böyük bir şəxsin müşayiətçiləri); refakat etmek – müşayiət etməkmüşayiət, svita
См. также в других словарях:
yerle bir etmek — temeline kadar yok etmek, tahrip etmek Ali bütün karargâhı yerle bir edecek bu korkunç alete bakmak istedi. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir çift — sf. 1) İki adet Bakın çantasında acep nesi var / Bir çift kundurayla bir de fesi var. Halk türküsü 2) Biraz, bir iki Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir çift lakırtı etmek bir çift sözü olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
etmek — nsz, der 1) Bir işi yapmak Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. H. Taner 2) İyi, kötü zarflarıyla birlikte davranmak İyi ettiniz de geldiniz. 3) i Bulmak, erişmek Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. R. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir çift lakırtı etmek — kısa konuşmak Adam hesabına koyup bir hatır sormaz, bir çift lakırtı etmezler. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir kalem geçmek — boş vermek, bir an için göz ardı etmek Üniversiteyi filan bir kalem geçin, liseyi bile okuyamamıştı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir çuval inciri berbat etmek — düzelmekte olan bir durumu yersiz, yanlış davranışlarla bozmak Bir çuval inciri berbat etmişlerin süklüm püklümlüğüyle müfettişin yanına çıktı. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir paralık etmek — çok utanacak, işe yaramaz bir duruma düşürmek Burnumuzun dibinde araba soydular, namusumuzu bir paralık ettiler. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir koyundan iki post çıkarmak — olması gerekenden daha fazla elde etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir şey söylemek — 1) konuşmak 2) belirtmek, anlatmak, ifade etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerle yeksan etmek — yerle bir etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük