-
1 drink off
bir dikişte içmek, içip bitirmek -
2 drink off
bir dikişte içmek, içip bitirmek -
3 ex
-
4 swig
n. içme, bir dikişte içme, bir yudum, kafayı çekme————————v. içmek, bir yudumda içmek, kafaya dikmek* * *1. iç (v.) 2. yudum (n.)* * *[swiɡ] 1. past tense, past participle - swigged; verb(to drink: He's in the bar swigging beer.) içmek2. noun(a long gulp: He took a swig from the bottle.) yudum -
5 залпом
в соч.вы́стрелить за́лпом — hep birden ateş etmek
вы́пить что-л. за́лпом — bir nefeste dikmek; bir dikişte içmek
-
6 toss off
yuvarlamak, bir dikişte içmek, mahmuzlamak, bir çırpıda yapmak, yapıvermek* * *yuvarla -
7 quaff off
v. bir dikişte içmek, kafaya dikmek, devirmek -
8 quickie
n. şipşak, çabuk yapılan şey, çabucak yapılan şey, bir dikişte içilen içki, kısa süren seks, kısa metrajlı film, hafifmeşrep kadın -
9 quaff off
v. bir dikişte içmek, kafaya dikmek, devirmek -
10 quickie
n. şipşak, çabuk yapılan şey, çabucak yapılan şey, bir dikişte içilen içki, kısa süren seks, kısa metrajlı film, hafifmeşrep kadın
См. также в других словарях:
bir dikişte — zf. Ara vermeden (içmek) … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
fondip yapmak — bir solukta, bir dikişte içmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş — is. 1) Dikme işi Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu. R. H. Karay 2) Dikme biçimi Aralarında görüşmeye başlar başlamaz da hemen kumaş, terzi, dikiş, moda kelimeleri geçerdi. A. Ş. Hisar 3) Dikilen yer Astarın dikişi sökülmüş … Çağatay Osmanlı Sözlük
fondip — zf., Alm. von + T. dip Sonuna kadar, bir solukta, bir dikişte Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fondip yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilinç — is., ci 1) İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur 2) Bir toplumdaki ruhsal etkinliklerin veya ruhsal durumların bütünü 3) Dimağ 4) mec. Temel bilgi, temel görüş 5) ruh b. Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
büzgü — is. Dikişte kumaşın bir ucundan istenilen yere kadar geçirilen bir ipliğin çekilmesi ile oluşan, kumaşın bolluğunu azaltan sık, küçük kıvrım … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşılaştırmak — i, le 1) Karşılaştırma işini yaptırmak 2) Kişi ve nesnelerin benzer veya ayrı yanlarını incelemek için kıyaslamak, mukayese etmek 3) Dikişte giysinin bir yanına yapılan işlemi, eşitlik sağlamak amacıyla öbür yanında uygulamak … Çağatay Osmanlı Sözlük