-
1 bir dikişte içmek
вы́пить за́лпом -
2 dikiş
1) шитьё, поши́в[ayak] dikiş makinesi — [ножна́я] шве́йная маши́на
bu elbisenin dikişi güzel — э́то пла́тье хорошо́ сши́то
2) шовdikişini almak — мед. снима́ть швы
dikişler sökülmüştür — разошло́сь по швам
3) тех. соедине́ние, шовkaynak dikişi — сварно́е соедине́ние, сварно́й шов
••- bir dikişte içmek
- dikiş kaldı
- bir dikiş kaldı
- dikiş kaldı bayılacaktım
- dikiş tutturamak
См. также в других словарях:
bir dikişte — zf. Ara vermeden (içmek) … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
fondip yapmak — bir solukta, bir dikişte içmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş — is. 1) Dikme işi Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu. R. H. Karay 2) Dikme biçimi Aralarında görüşmeye başlar başlamaz da hemen kumaş, terzi, dikiş, moda kelimeleri geçerdi. A. Ş. Hisar 3) Dikilen yer Astarın dikişi sökülmüş … Çağatay Osmanlı Sözlük
fondip — zf., Alm. von + T. dip Sonuna kadar, bir solukta, bir dikişte Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fondip yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilinç — is., ci 1) İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur 2) Bir toplumdaki ruhsal etkinliklerin veya ruhsal durumların bütünü 3) Dimağ 4) mec. Temel bilgi, temel görüş 5) ruh b. Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
büzgü — is. Dikişte kumaşın bir ucundan istenilen yere kadar geçirilen bir ipliğin çekilmesi ile oluşan, kumaşın bolluğunu azaltan sık, küçük kıvrım … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşılaştırmak — i, le 1) Karşılaştırma işini yaptırmak 2) Kişi ve nesnelerin benzer veya ayrı yanlarını incelemek için kıyaslamak, mukayese etmek 3) Dikişte giysinin bir yanına yapılan işlemi, eşitlik sağlamak amacıyla öbür yanında uygulamak … Çağatay Osmanlı Sözlük