-
21 skinny
bir deri bir kemik, siska -
22 emaciated
adj. zayıflamış, bir deri bir kemik, kıraç, verimsiz* * *1. zayıflat (v.) 2. sıska (adj.)* * *[i'meisieitid](having become very thin (through illness, starvation etc).) bir deri bir kemik -
23 Haut
1) ( von Mensch) cilt, deri; ( von Tier) deri; ( von Schlange) gömlek; ( von Obst) kabuk; (Gesichts\Haut) ten;nur \Haut und Knochen sein ( fam) bir deri bir kemik olmak;nicht aus seiner \Haut ( heraus) können ( fig) o ( fam) huyundan vazgeçememek; ( sich nicht ändern können) kendini değiştirememek;2) ( auf Flüssigkeit) tabaka -
24 bony
adj. kemiksi, kemik gibi, kemikli, kılçıklı, kemikleri çıkmış* * *kemikli* * *1) (like bone: a bony substance.) kemik gibi2) (full of bones: This fish is very bony.) kemikli, kılçıklı3) (thin: bony fingers.) çok ince, bir deri bir kemik -
25 bag of bones
n. kemik torbası, bir deri bir kemik kimse -
26 bag of bones
n. kemik torbası, bir deri bir kemik kimse -
27 тощий
çok zayıf,bir deri bir kemik* * *1) çok zayıf, kuru; arık, lağarто́щая ло́шадь — arık / lağar at
до чего́ ж ребёнок тощ! — çocuk ne kadar da kuru!
то́щий как во́бла — çiroz gibi
2) arık; cılızто́щая по́чва — arık toprak
то́щая трава́ — cılız otlar
••на то́щий желу́док — aç karnına
-
28 emaciation
n. aşırı zayıflık, zayıflama, iğne ipliğe dönme* * *anormal derecede zayıflatma* * *noun bir deri bir kemik kalma -
29 scraggy
adj. sıska, bir deri bir kemik, iskelet gibi, cılız, dik uçlu (yaka)* * *çok zayıf* * *['skræɡi](unattractively thin: a scraggy neck.) çok zayıf, sıska, cılız -
30 skinny
adj. sıska, çok zayıf, bir deri bir kemik, derimsi, cimri, eli sıkı, cılız* * *sıska* * *['skini](very thin: Most fat girls long to be skinny.) çok zayıf, sıska, çiroz gibi- skinny-dipping -
31 emaciate
v. zayıflatmak, bir deri bir kemik yapmak, verimsizleştirmek* * *çok zayıflat -
32 rawboned
adj. bir deri bir kemik, kemikleri sayılan, iskelet gibi* * *çok zayıf -
33 nothing but skin and bones
adj. bir deri bir kemik -
34 skeletonize
v. iskeletini hazırlamak, tasarlamak, iskelet gibi yapmak, bir deri bir kemik yapmak, minimuma indirmek -
35 starveling
adj. açlıktan kıvranan, açlıktan ölecek halde olan, bir deri bir kemik, aç, sefil————————n. açlıktan ölecek haldeki kimse, açlıktan kıvranan hayvan -
36 nothing but skin and bones
adj. bir deri bir kemik -
37 skeletonize
v. iskeletini hazırlamak, tasarlamak, iskelet gibi yapmak, bir deri bir kemik yapmak, minimuma indirmek -
38 starveling
adj. açlıktan kıvranan, açlıktan ölecek halde olan, bir deri bir kemik, aç, sefil————————n. açlıktan ölecek haldeki kimse, açlıktan kıvranan hayvan -
39 ჩამოხმობა
f.zayıflamak, kurumak (bitki), bir deri bir kemik kalmak -
40 abmagern
ab|magernbis auf die Knochen abgemagert sein bir deri bir kemik kalmak
См. также в других словарях:
bir deri bir kemik (kalmak) — çok zayıf (olmak) Zaten bir deri bir kemik, zayıf bir adamdı. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
et — is. 1) İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf. 2) Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi. H. Taner 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
getirmek — e 1) Gelmesini sağlamak Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar. R. N. Güntekin 2) de Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak 3) i Erişmek veya eriştiğini sanmak Baharı getirdik. 4) nsz İleri sürmek Örnek getirmek. 5) nsz Sebep… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kadidi çıkmak — 1) çok zayıflamak, bir deri bir kemik durumuna gelmek Sıtmalı arabacıların titredikleri, cılız, kadidi çıkmış öküzlerin iç ezici bir şekilde düşündükleri görülürdü. S. F. Abasıyanık 2) iskeleti görünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
canlı cenaze — is. Çok zayıf, bir deri bir kemik kalmış kimse Ayşe Hanım, canlı cenazeden farksız, handiyse son nefesini verecek. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
düğme — is. 1) Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı Sımsıkı bağlanmış bir örme kese çıkarıyor, birer birer düğmelerini çözüyor. R. N. Güntekin 2)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Liste Swadesh Du Turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Liste Swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Liste swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Turc (liste Swadesh) — Liste Swadesh du turc Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
glüten tutkalı — is. Hayvanların deri, kemik, sinir vb. artıklarından elde edilen genellikle sıcak olarak kullanılan bir yapıştırıcı türü … Çağatay Osmanlı Sözlük