-
1 bel vermek
а) подста́вить спи́ну (напр. чтобы кому-то подняться на забор)б) прогиба́ться (о досках потолка, пола и т. п.) -
2 bel vermek
изгибаться, гнуться, прогибатьсяİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > bel vermek
-
3 bel vermek
v. sag -
4 bel vermek
to bulge, to sag, to yield -
5 bel
поясни́ца (ж) та́лия (ж)* * *I1) поясни́ца, та́лияbel omurları — поясни́чные позвонки́
ince bel — то́нкая та́лия
2) уще́лье, дефиле́3) мор. сре́дняя часть ко́рпуса ( корабля)••- bel bağlamak
- beli bükük
- beli bükülmek
- beli çökmek
- belini doğrutmak
- bel vermek IIпопа́та, за́ступbel bellemek — рыть / копа́ть лопа́той
-
6 bel
bel1 Taille f; Kreuz n; Lende f; Gürtel m; Mittelteil m (eines Schiffes); Bergpass m;bel bölgesi Lendengegend f;bel gevşekliği MED Impotenz f;bel vermek Holz sich durchbiegen, sich werfen; Gebäude sich senken, sich setzen;-in beli çökmek einen Buckel bekommen; sich krümmen;-in belini bükmek bettelarm machenbel2 Spaten mbel3 Sperma n;-in beli gelmek ejakulieren -
7 bel
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > bel
-
8 bel
"1. waist. 2. loins; the small of the back. 3. the middle of the back (of an animal). 4. sperm. 5. col, saddle (between two mountain peaks). 6. the middle (of a ship). -i açılmak to lose control over the evacuation of urine. - ağrısı lumbago. - bağlamak /a/ to rely on, trust. -ini bükmek /ın/ to knock (someone) on his/her knees, cause (someone) (emotional, financial) misery. -i bükük unlucky, helpless. -i çökmek to become stooped. -ini doğrultmak to recover. -i gelmek to have a discharge of sperm. -inden gelmek /ın/ to be the child of. - gevşekliği med. incontinence. - gibi akmak to flow strongly. -ini kırmak /ın/ to ruin, cripple. - omuru anat. lumbar vertebra. - vermek (for a wall, ceiling) to bulge, sag." -
9 прогибаться
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > прогибаться
-
10 شکم دادن
bel vermek -
11 give
vermek; dogrulugunu kabullenmek, tanimak, itiraf etmek; bel vermek, egilmek,esneklik -
12 выгнуться
bel vermek, eğilmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > выгнуться
-
13 гнуться
bel vermek, eğrilmek, sehimlemekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > гнуться
-
14 изгибаться
bel vermek, sehimlenmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > изгибаться
-
15 sag
n. çökme, sarkma, çöküntü, bel verme, düşme (fiyat)————————v. düşmek (fiyat), eğilmek, sarkmak, çökmek, bel vermek, azalmak, değer kaybetmek* * *1. eğil 2. eğil (v.) 3. eğilme (n.)* * *[sæɡ]past tense, past participle - sagged; verb(to bend, hang down, especially in the middle: There were so many books on the shelf that it sagged.) bel vermek -
16 yield
ürün/meyve vermek; (kâr) getirmek; çökmek, bel vermek, egilmek, kirilmak; boyun egmek; teslim olmak; teslim etmek, vermek; ürün; kazanç, gelir, getiri, kâr; verim, randiman -
17 sag
egilmek, bükülmek, çökmek, kagsamak, sarkmak, bel vermek; (nese, mutluluk, vb.) azalmak, kaybolmak, kaçmak, çöküntü, egilme, bel verme, sarkma -
18 провисать
несов.; сов. - прови́снуть(о потолке и т. п.) bel vermek -
19 прогибаться
несов.; сов. - прогну́тьсяbel vermek; esnemek, yaylanmakступе́ни ле́стницы прогиба́лись (пружиня под тяжестью идущего) — merdiven basamakları yaylanıyordu
-
20 сгибаться
eğrilmek, burkulmak, bel vermek, sehimlemekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > сгибаться
- 1
- 2
См. также в других словарях:
bel vermek — 1) duvar gibi dik şeyler dışarıya veya tavan gibi yatay şeyler aşağıya doğru kamburlaşmak İsli tavan bel vermiş, duvarları içeri kamburlaşmıştı. O. Kemal 2) mec. herhangi bir konuda destek olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bel vermek — bir işin esneyerek düzgünlüğünü kaybetmesi … Beypazari ağzindan sözcükler
bel — 1. is., Far. bel Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı Birleşik Sözler çatal bel Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bel bellemek 2. is., anat. 1)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bel etmek — işaret koymak, işaret vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bel kılmak — bir kimseye dileğinden çok yemek vermek III, 133 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dal — 1. sf. Çıplak, yalın Dalkılıç. Daltaban. Birleşik Sözler dalfes dalkılıç daltaban daluyku dalyarak 2. is. 1) Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri Cılız dallar, yeşili fe … Çağatay Osmanlı Sözlük
ZEFİR — Çok şiddetli ses. * Hıçkırıkla nefes vermek. Göğüs geçirmek. * Ağlatmak. * İnlemek. * Ateş gürültüsü. * Eşek anırtısının evveli. * Bel … Yeni Lügat Türkçe Sözlük