Перевод: со всех языков на английский

с английского на все языки

bayram+etmek

  • 1 bayram etmek

    v. exult

    Turkish-English dictionary > bayram etmek

  • 2 bayram etmek

    to rejoice, to exult (at/in sth), to be delighted, to be greatly pleased

    İngilizce Sözlük Türkçe > bayram etmek

  • 3 gözleri bayram etmek

    feast one's eyes on

    Turkish-English dictionary > gözleri bayram etmek

  • 4 düğün bayram etmek

    to rejoice (at/over)

    İngilizce Sözlük Türkçe > düğün bayram etmek

  • 5 bayram

    "religious festival, Bairam; national holiday; festival, festivity. - arifesi the eve of a Bairam. - ayı the month of Shawwal (of the Muslim calendar). -dan bayrama rarely, once in a blue moon, on occasion. Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü? colloq. There must be something behind this. - ertesi right after the Bairam, in the days just after the Bairam. - etmek/yapmak 1. to feast, celebrate a holiday. 2. to be overjoyed. - günü 1. a Bairam day. 2. on a Bairam day. - haftasını mangal tahtası anlamak to misunderstand completely. - havası a holiday spirit. - koçu gibi gaudy, showy; overdressed. -ınız kutlu/ mübarek olsun! Have a happy Bairam! - namazı morning service on the first day of a Bairam. -da seyranda only occasionally. - şekeri candy offered to visitors on Bairam days. - tebriki congratulations for a Bairam; greeting card. - topu gun fired on Bairam days. - üstü just before a Bairam."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > bayram

  • 6 ciğer

    "1. liver. 2. lungs. 3. the heart, lungs, and liver sold by butchers as a unit. - acısı sorrow caused by the loss of one´s child. -leri bayram etmek slang 1. to enjoy a good smoke. 2. to enjoy breathing fresh air. -i beş para etmez despicable. -ini dağlamak/doğramak/ yakmak /ın/ to disturb greatly, grieve. -ini delmek /ın/ to cause (someone) sorrow. -ine işlemek /ın/ 1. to hurt (someone) deeply, affect (someone) deeply. 2. to chill (someone) to the bone; to soak (someone) to the skin. -i kebap olmak to suffer greatly. -imin köşesi 1. darling. 2. beloved child. -ini okumak /ın/ to guess (another´s) secret thoughts. -i sızlamak to be very moved (by a pathetic sight). -lerini sökmek /ın/ to treat (someone) very cruelly. - tavası fried liver. -i yanmak 1. /dan/ to suffer greatly (from). 2. /a/ to feel great compassion (for)."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ciğer

  • 7 düğün

    "1. wedding feast, wedding reception. 2. circumcision feast. - bayram etmek to be very happy, be joyous; to celebrate. - dernek festival, merry entertainment. - dernek, hep bir örnek. colloq. It´s always the same old thing. - evi gibi (place) filled with a happy throng of people. - pilavıyla dost ağırlamak to take credit for what has been done by others. - salonu hall rented for a reception following a wedding, an engagement, or a circumcision. - yapmak to hold a wedding."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > düğün

  • 8 deli

    "1. insane, crazy, mad. 2. lunatic, insane person. 3. idiotic, foolish (person). 4. mad about; devotee (of). -si crazy about: futbol delisi crazy about soccer. - alacası colloq. crazy-colored, wild with colors. - bal poisonous honey. - bayrağı açmak colloq. to fall madly in love. - çıkmak 1. to go crazy. 2. to blow one´s top, get angry. - divane olmak /a/ to be crazy about, be mad about, be a devotee of. -ye dönmek 1. to jump with joy. 2. to get frantic, be in a frenzy. -nin eline değnek vermek to give the whip hand to a harmful person. - etmek /ı/ to drive (someone) wild. - gibi 1. madly. 2. recklessly. - gömleği straitjacket. - güllabicisi formerly an attendant in a mental hospital. - güllabicisi gibi like a patient and indulgent nurse. - güllabiciliği etmek to indulge a spoiled person, pander to the whims of a spoiled person. -ye her gün bayram. proverb Every day is a holiday for a fool. - ırmak wild and torrential river. - kızın çeyizi gibi 1. scattered all over. 2. poorly chosen (clothes, furnishings). - olmak /a/ 1. to be madly in love (with), be smitten (by). 2. to be furious (with/about). - olmak işten (bile) değil. It drives one crazy. - orman a vast and dense forest. - pösteki sayar gibi struggling with a thankless and repetitious job. - Raziye colloq. woman or girl who acts crazy. - saçması utter nonsense. - saraylı gibi (woman) oddly decked out in gaudy clothes. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > deli

См. также в других словарях:

  • bayram etmek (veya yapmak) — çok sevinmek Bayram etmek için daha bekleyelim mi? R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düğün bayram etmek — çok sevinmek, çok sevinç duymak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ciğerleri bayram etmek — 1) her zamankinden daha iyi cins sigara içmek 2) temiz havaya çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kardeşlik etmek — kardeş gibi hareket etmek, kardeşçe davranmak Bu çocuk bir bayram günü tanışıp kardeşlik ettikleri sarışın çocuk mu? O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TA'YİD — Bayram etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • düğün — is. 1) Evlenme veya sünnet dolayısıyla yapılan tören, eğlence, cemiyet Babam düğünün savaştan sonraya kalmasını uygun görmüş. A. Gündüz 2) mec. Bir olayı kutlamak için yapılan büyük eğlence veya tören Birleşik Sözler düğün alayı düğün çiçeği… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ciğer — is., Far. ciger 1) Akciğerlerle karaciğerin ortak adı 2) Hayvanlarda akciğer, yürek ve karaciğerin oluşturduğu takım 3) mec. Yürek, iç Birleşik Sözler ciğer acısı ciğerdeldi ciğer kebapçısı ciğer otu ciğerpare …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurmak — i, ar 1) Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. F. R. Atay 2) Hazırlamak Kurduğu sofraya, yaptığı salataya git de bak. R. H. Karay 3) Yaylı, zemberekli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alay — 1. is., Rum. Ses tonu, söz, davranış vb. yollarla biriyle, bir şeyle eğlenme, küçümseme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alay etmek alay geçmek alay gibi gelmek alaya almak alaya bozmak alayında olmak 2. is. 1) Herhangi bir törende veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gün — is. 1) Güneş Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı. M. Ş. Esendal 2) Güneş ışığı 3) Gündüz Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş. H. Taner 4) Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre Kız… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»