-
21 kıç
",-çı 1. buttocks, bottom, butt, behind, rump. 2. naut. stern, poop. 3. prov. leg; foot. 4. hind, back. -a naut. astern, abaft, aft. - atmak /a/ 1. to lash out with both hind feet. 2. (for a supposedly inferior person) to give (someone) a slap in the face. - attırmak /a/ slang to be better than, be superior to. -tan bacaklı short-legged (person). -ına bakarak/baka baka empty-handed, with nothing to show for one´s efforts. -ına batmak to leave a comfortable place, give up an easy life. - güverte naut. quarterdeck. -ını kaldırmamak colloq. not to budge. -tan kara naut. moored by the stern. - kasarası naut. poop deck. -ının kılı ağarmak vulg. to get old. -ının kıllarıyla balık yakalamak vulg. to be a lucky son of a gun. -ına kına yaksın. vulg. So let the son of a bitch gloat (over our misfortune). -ı kırık slang trifling, piddling, trivial. -ına tekmeyi atmak/vurmak /ın/ vulg. to boot (someone) out, give (someone) the boot. - üstü oturmak colloq. 1. to fall smack on one´s rear end. 2. to sit twiddling one´s thumbs (having decided to give up a struggle). -ını yırtmak vulg. 1. to strain every muscle, work as hard as one can. 2. to scream and shout, rant and rave."
- 1
- 2
См. также в других словарях:
bakarak — zf. Göre Sen onlara bakarak daha anlayışlısın … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıçına bakarak (veya baka baka) — başvurduğu yerden olumlu sonuç alamayarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
List of Soviet aircraft losses in Afghanistan — The following is a partial and unofficial list of helicopter and airplane crashes that occurred during the Afghan Soviet War of 1979 89. In total, at least 333 helicopters and 118 jets crashed during the war. [… … Wikipedia
aldanmak — e 1) Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak Hâline, tavrına bakan sana aldanır. Ö. Seyfettin 2) Bir hileye, bir yalana kanmak 3) nsz Hayal kırıklığına uğramak Sen benim dediklerime kulak ver, aldanmazsın! M. Ş. Esendal 4) nsz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakıcı — is. 1) Bakma işiyle görevlendirilen kimse Ustanın anası yatalak oldu, yanına başka bir bakıcı kocakarı tuttum. A. Gündüz 2) Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse 3) Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakırlaşmak — nsz Bakır rengini almak, rengi bakırın rengine benzemek ... bakırlaşmış derime hasetle bakarak zehir gibi bir kahkaha şaklattı. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
benzeti ressamı — is. Büyük sanatçıların yaptıklarını, orijinaline bakarak yapan ve benzeti olduğunu belirten ressam … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğrultmak — i 1) Doğrulmasını sağlamak, doğru duruma getirmek Aralarında bellerini doğrultamayacak kadar yaşlıları da vardı. T. Buğra 2) Düzeltmek Yanlışları doğrultmak. 3) Yöneltmek 4) hlk. Yön bulmak Karşıki tepeye bakarak yolu doğrultup geldim. 5) hlk.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
edimselcilik — is., ği, fel. Geçmiş jeolojik olayların bugünkülere bakarak açıklanabileceğini ileri süren öğreti, aktüalizm … Çağatay Osmanlı Sözlük
emzikli — sf. 1) Emziği olan 2) Çocuğunu emziren (kadın) Vapuru dolduran emzikli annelerin yüzlerine dikkatle bakarak saadetlerine imrendi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
fal — is., Ar. fāl Geleceği öğrenmek, şans ve kısmeti anlamak amacıyla oyun kâğıdı, kahve telvesi, el ayası vb.ne bakarak anlam çıkarma, bakı Ben bütün fallara, bütün rüyalara, bütün itikatlara inanırım. P. Safa Birleşik Sözler falname fal taşı bakla… … Çağatay Osmanlı Sözlük