-
1 absehen
ab|sehenI vi ( nicht berücksichtigen) hesaba katmamak ( von -), saymamak ( von -); ( verzichten) vazgeçmek ( von -den); ( nicht berücksichtigen) hesaba katmamak ( von -);von einer Strafe \absehen ceza vermemek;abgesehen von......in dışında;abgesehen davon bunun dışında;abgesehen davon, dass......ği sayılmazsaII vt1) ( lernen) bakarak öğrenmek;jdm etw \absehen bir şeyi birine bakarak öğrenmek2) ( voraussehen) görmek;es ist abzusehen, dass... görülüyor ki,...;ein Ende ist noch nicht abzusehen henüz sonu görünmüyor3) es auf jdn abgesehen haben ( gern haben wollen) birine göz koymak; ( schikanieren) birine kancayı takmak -
2 oben
oben adv yukarı; (in der Höhe) yukarıda; (obenauf) en üstte; an Gegenstand -in en yukarısında; (an der Oberfläche) yüzeyde, üzerinde; im Haus yukarıda, üst katta;da oben şurada yukarıda;links oben yukarıda solda;siehe oben yukarıya bak;von oben yukarıdan; fig tepeden inme;von oben bis unten baştan aşağıya, Person tepeden tırnağa;von oben herab fig tepeden bakarak; tepeden inme;oben erwähnt yukarıda anılan;oben genannt yukarıda adı geçen;fam oben ohne üstsüz -
3 abgucken
ab|guckenI vi (sl) kopya çekmek;bei jdm \abgucken birinden kopya çekmeketw bei jdm \abgucken bir şeyi birinden bakarak öğrenmek -
4 abschauen
ab|schauenbei jdm \abschauen birinden kopya çekmeketw von jdm \abschauen bir şeyi birinden bakarak öğrenmek -
5 herab
См. также в других словарях:
bakarak — zf. Göre Sen onlara bakarak daha anlayışlısın … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıçına bakarak (veya baka baka) — başvurduğu yerden olumlu sonuç alamayarak … Çağatay Osmanlı Sözlük
List of Soviet aircraft losses in Afghanistan — The following is a partial and unofficial list of helicopter and airplane crashes that occurred during the Afghan Soviet War of 1979 89. In total, at least 333 helicopters and 118 jets crashed during the war. [… … Wikipedia
aldanmak — e 1) Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak Hâline, tavrına bakan sana aldanır. Ö. Seyfettin 2) Bir hileye, bir yalana kanmak 3) nsz Hayal kırıklığına uğramak Sen benim dediklerime kulak ver, aldanmazsın! M. Ş. Esendal 4) nsz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakıcı — is. 1) Bakma işiyle görevlendirilen kimse Ustanın anası yatalak oldu, yanına başka bir bakıcı kocakarı tuttum. A. Gündüz 2) Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse 3) Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakırlaşmak — nsz Bakır rengini almak, rengi bakırın rengine benzemek ... bakırlaşmış derime hasetle bakarak zehir gibi bir kahkaha şaklattı. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
benzeti ressamı — is. Büyük sanatçıların yaptıklarını, orijinaline bakarak yapan ve benzeti olduğunu belirten ressam … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğrultmak — i 1) Doğrulmasını sağlamak, doğru duruma getirmek Aralarında bellerini doğrultamayacak kadar yaşlıları da vardı. T. Buğra 2) Düzeltmek Yanlışları doğrultmak. 3) Yöneltmek 4) hlk. Yön bulmak Karşıki tepeye bakarak yolu doğrultup geldim. 5) hlk.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
edimselcilik — is., ği, fel. Geçmiş jeolojik olayların bugünkülere bakarak açıklanabileceğini ileri süren öğreti, aktüalizm … Çağatay Osmanlı Sözlük
emzikli — sf. 1) Emziği olan 2) Çocuğunu emziren (kadın) Vapuru dolduran emzikli annelerin yüzlerine dikkatle bakarak saadetlerine imrendi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
fal — is., Ar. fāl Geleceği öğrenmek, şans ve kısmeti anlamak amacıyla oyun kâğıdı, kahve telvesi, el ayası vb.ne bakarak anlam çıkarma, bakı Ben bütün fallara, bütün rüyalara, bütün itikatlara inanırım. P. Safa Birleşik Sözler falname fal taşı bakla… … Çağatay Osmanlı Sözlük