-
1 acı
acı1 adj allg bitter, scharf; fig schmerzlich; Geschrei laut; Stimme scharf, durchdringend; Farbe grell, schreiend; Nachricht traurig;acı acı heftig, durchdringend; bitter;acı kuvvet rohe Gewalt facı2 subst (tat) Bitterkeit, Schärfe f; (ağrı) Schmerz m; Leid n; Trauer f;acı çeken leidend;acı çekmek leiden, Schmerzen haben;b-ne acı gelmek jemandem bitter sein/werden;-in acısını çekmek büßen müssen A;bş-in acısını (b-nden) çıkarmak sich für etwas (an jemandem) schadlos halten;
См. также в других словарях:
acısı içine (veya yüreğine) çökmek (veya işlemek) — 1) bir şeyin acısını derinden duymak 2) kötü bir şey olacağını düşünerek önceden üzülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
görüş açısı — is. 1) Bir şeyi görebilme alanı Ondan evvel görüş açısı içine yandan giren bu uzun gölge bulanık bir karaltıdan ibaretti. P. Safa 2) Bakış açısı Demek gerçekler, görüş açısına, çevrenin etki ve baskısına göre bambaşka biçimlere ve renklere… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun gibi — çok ağır Gurbet acısı kurşun gibi içine çökmüştü şimdi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük