-
1 bıktırmak
-
2 bıktırmak
надоеда́ть* * *-i, -denвызыва́ть отвраще́ние, прети́ть -
3 bıktırmak
ялыктыру; йөдәтү -
4 bıktırmak
v. disgust, sicken, tire, cloy, crowd, do to death, irk, pall, pall on, wearisome, weary, give the willies* * *annoy -
5 bıktırmak
bêzarkirin--------kerixandin--------zîvêr kirin -
6 bıktırmak
гущыгъэкIын, егъэзэшын -
7 bıktırmak
أبرمأسأمأضجرأمل -
8 bıktırmak
1. أبرم [أَبْرَمَ]Anlamı: bıkmasına yol açmak2. أسأم [أَسْأَمَ]Anlamı: bıkmasına yol açmak3. أضجر [أَضْجَرَ]Anlamı: bıkmasına yol açmak4. أمل [أَمَلَّ]Anlamı: bıkmasına yol açmak -
9 bıktırmak
to sicken, to weary, to tire out, to plague -
10 bıktırmak
/ı, dan/ to bore, weary, tire. -
11 ялыктыру
bıktırmak -
12 به تنگ آوردن
bıktırmak -
13 надоедать
bıktırmak* * *несов.; сов. - надое́стьbıkmak; usanmak; can sıkmak; usanç vermekему́ надое́ло безде́льничать — boş gezmekten bıktı
э́то ста́ло надоеда́ть — bundan bıkkınlık gelmeye başladı
нам не надое́ст повторя́ть, что... —...i tekrar etmekten usanmayacağız / bıkmayacağız
ему́ жить надое́ло / жизнь надое́ла — canından bezdi
-
14 give the willies
bıktırmak, sıkmak, bunaltmak, sinirlendirmek -
15 give the willies
bıktırmak, sıkmak, bunaltmak, sinirlendirmek -
16 bezdirmek
1. أبرم [أَبْرَمَ]Anlamı: bıktırmak, usandırmak2. أسأم [أَسْأَمَ]Anlamı: bıktırmak, usandırmak3. أضجر [أَضْجَرَ]Anlamı: bıktırmak, usandırmak4. أمل [أَمَلَّ]Anlamı: bıktırmak, usandırmak -
17 pall
n. tabut örtüsü, cenaze şalı, kolsuz manto, kasvetli örtü, kapalı hava————————v. bıktırmak, usandırmak, yavanlaşmak, kabak tadı vermek* * *1. bıktır (v.) 2. tabut örtüsü (n.)* * *I [po:l] noun(the (usually dark-coloured) cloth which covers a coffin at a funeral: a pall of purple-velvet; A pall of smoke hung over the town.) tabut örtüsüII [po:l] verb(to become boring or uninteresting: Loud music soon palls.) bıktırmak, sıkıcı olmak -
18 أبرم
أَبْرَمَ1. usandırmakAnlamı: usanmasına yol açmak2. düğümlemekAnlamı: düğüm yapmak3. bıktırmakAnlamı: bıkmasına yol açmak4. bezdirmekAnlamı: bıktırmak, usandırmak -
19 أسأم
أَسْأَمَ1. usandırmakAnlamı: usanmasına yol açmak2. bıktırmakAnlamı: bıkmasına yol açmak3. bezdirmekAnlamı: bıktırmak, usandırmak -
20 أضجر
أَضْجَرَ1. usandırmakAnlamı: usanmasına yol açmak2. bezdirmekAnlamı: bıktırmak, usandırmak3. bıktırmakAnlamı: bıkmasına yol açmak
См. также в других словарях:
bıktırmak — i Bıkmasına yol açmak, bıkkınlık vermek, usandırmak Bilmiyorum fakat bu Müfit meselesi beni bıktırdı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
bezdirmek — i, den Bıktırmak, usandırmak, bıkkınlık vermek O günden sonra bu neşeli İstanbul yolcusunun hatta beni bezdirmek için bile bir kerecik dışarıya çıktığını hatırlamıyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıktırma — is. Bıktırmak işi Birbirine benzemekten, bir örneklikten sizi bıktırmalarının imkânı yoktur. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
usanç vermek — usandırmak, bıktırmak Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tat vermek — 1) acı, tatlı, ekşi vb. bir tat kazandırmak 2) mec. hoşa giden bir duruma sebep olmak 3) mec. bıktırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bökütmek — doyurmak, bıktırmak II, 309 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
todgurmak — doyurmak, bıktırmak I, 261; II, 76, 176, 177, 255, 324; III, 424bkz: to ğurmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yıldırmak — düğünlerde oynarken birbirlerinden iyi oynama bıktırmak usandırmak … Beypazari ağzindan sözcükler