-
61 dile gelmek
а) стать предме́том пересу́дов / спле́тенб) обрести́ дар ре́чи, заговори́ть -
62 dilinin uçuna gelmek
верте́ться на ко́нчике языка́, о́чень хо́чется сказа́ть / спроси́ть и т. п. -
63 dize gelmek
бро́ситься на коле́ни перед кем-л.; упа́сть на коле́ни -
64 dudak dudağa gelmek
= dudak dudağa kalmak целова́ться -
65 dünya başına dar gelmek
оказа́ться в безысхо́дном положе́нии; потеря́ть по́чву под нога́ми -
66 dünyaya gelmek
роди́ться, появи́ться на свет -
67 düş gibi gelmek
почу́диться как во сне -
68 eksik gelmek
недостава́ть, не хвата́ть -
69 eli boş gelmek
прийти́ с пусты́ми рука́ми (напр. в гости) -
70 elini kolunu sallaya sallaya gelmek
а) прийти́ [в го́сти] с пусты́ми рука́миб) верну́ться ни с чем, верну́ться с пусты́ми рука́ми -
71 fena gelmek
1) каза́ться плохи́мbu adamın davranışları bana fena geliyor — посту́пки э́того челове́ка мне ка́жутся плохи́ми
2) оказа́ться плохи́мbu ilâç bana fena geldi — э́то лека́рство мне повреди́ло
-
72 fitil fitil burnundan gelmek
не пойти́ впрок, вы́йти бо́ком -
73 gayrete gelmek
нача́ть де́йствовать, вдохновля́ться -
74 gırtlak gırtlağa gelmek
вцепи́ться друг в дру́га, дра́ться на́смерть -
75 görmemezlikten gelmek
притворя́ться неви́дящим; де́лать вид, бу́дто не замеча́ешь кого-что -
76 görmezden gelmek
де́лать вид, что не ви́дишь -
77 gurur gelmek
возгорди́ться; кичи́ться -
78 gürültüye gelmek
всполоши́ться, прийти́ в замеша́тельство -
79 hakkından gelmek
а) спра́виться, одоле́тьб) распра́виться -
80 havale gelmek
а) поступа́ть / приходи́ть по по́чте ( о деньгах)б) начина́ться (о приступе родимчика / детской эпилепсии)
См. также в других словарях:
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vadesi gelmek (veya yetmek) — 1) süresi dolmak, zamanı gelmek 2) mec. ömrü sona ermek, eceli gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
denk gelmek — 1) uygun düşmek, uygun gelmek Neleri, nasıl yazacağımıza gelince, yaşadığım günden başlayıp, denk geldikçe geriye dönüşlerle. N. Meriç 2) rast gelmek, rastlamak Dolunun her biri, denk gelse bir kafa yarardı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
havale gelmek — 1) postane veya banka yoluyla para gelmek 2) gebe ve çocuklara çoğu zaman bayılma, yüksek ateşle beraber çırpınma krizleri gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tava gelmek — 1) toprak sürülecek duruma gelmek 2) mec. yumuşamak, kanmak, yola gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli boş gelmek — 1) armağansız gelmek 2) umulan şeyi getirmeden gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
galip gelmek — yenmek, üstün gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gibisine gelmek — imiş gibi gelmek, sanmak Öyle gibime geliyor ki bu işin içinden kolay çıkamayacağız … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatiften gelmek — gaipten ses gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hizaya gelmek — 1) düzgün sıra olmak Sandallar tam bir hizaya gelince onları birbirlerine elleriyle bitiştirerek tutan kayıkçılar. A. Ş. Hisar 2) tkz. davranışlarını düzeltmek, yola gelmek Ha şöyle dedi içinden, adam ol da biraz hizaya gel. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kip gelmek — hlk. tıpatıp, uygun gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük