-
21 göresi gelmek
-
22 kendi ayak ile gelmek
-
23 burun üstü gelmek
burun üstü gelmek (uçak)v. tip over -
24 fazla gelmek
v. outnumber--------fazla gelmek (gemi safrası)v. shoot -
25 gidip gelmek
v. go and return, go regularly, get about, seesaw, shuttle--------gidip gelmek (arasında)v. run -
26 çağırınca gelmek
çağırınca gelmek (köpek)come to heel -
27 üstün gelmek
have the drop on--------üstün gelmek (boks)v. outbox -
28 açık gelmek
быть не по разме́ру, быть широ́ким ( об одежде) -
29 ağır gelmek
а) задева́ть [самолю́бие]; обижа́тьб) быть чрезме́рно тру́дным / тру́дно выполни́мым -
30 ak sakaldan yok sakala gelmek
совсе́м одряхле́ть -
31 aklına gelmek
а) вспомина́тьб) прийти́ на ум -
32 alay gibi gelmek
быть невероя́тным / непостижи́мым -
33 amana gelmek
сда́ться, покори́ться -
34 anasından emdiği süt burnundan gelmek
[всего́] натерпе́ться -
35 arkası gelmek
продолжа́ться -
36 arpası çok gelmek
а) воодушевля́тьсяб) приходи́ть в возбужде́ниев) бу́йствовать -
37 ayağına gelmek
а) прийти́ с покло́номб) привали́ть (о неожиданной удаче и т. п.) -
38 ayağına kadar gelmek
не погнуша́ться прийти́ к кому, снизойти́ до кого -
39 az gelmek
недостава́ть, нехвата́ть -
40 baktıkça bakacağı gelmek
хо́чется всё смотре́ть и смотре́ть
См. также в других словарях:
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vadesi gelmek (veya yetmek) — 1) süresi dolmak, zamanı gelmek 2) mec. ömrü sona ermek, eceli gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
denk gelmek — 1) uygun düşmek, uygun gelmek Neleri, nasıl yazacağımıza gelince, yaşadığım günden başlayıp, denk geldikçe geriye dönüşlerle. N. Meriç 2) rast gelmek, rastlamak Dolunun her biri, denk gelse bir kafa yarardı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
havale gelmek — 1) postane veya banka yoluyla para gelmek 2) gebe ve çocuklara çoğu zaman bayılma, yüksek ateşle beraber çırpınma krizleri gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tava gelmek — 1) toprak sürülecek duruma gelmek 2) mec. yumuşamak, kanmak, yola gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli boş gelmek — 1) armağansız gelmek 2) umulan şeyi getirmeden gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
galip gelmek — yenmek, üstün gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gibisine gelmek — imiş gibi gelmek, sanmak Öyle gibime geliyor ki bu işin içinden kolay çıkamayacağız … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatiften gelmek — gaipten ses gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hizaya gelmek — 1) düzgün sıra olmak Sandallar tam bir hizaya gelince onları birbirlerine elleriyle bitiştirerek tutan kayıkçılar. A. Ş. Hisar 2) tkz. davranışlarını düzeltmek, yola gelmek Ha şöyle dedi içinden, adam ol da biraz hizaya gel. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kip gelmek — hlk. tıpatıp, uygun gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük