-
1 aynı
1) selbe(r, s), derselbe, dieselbe, dasselbe\aynı adam/ev/kapı derselbe Mann/dasselbe Haus/dieselbe Tür\aynı evde im selben Hausbiriyle \aynı görüşte olmak mit jdm derselben Ansicht sein\aynı günün akşamı am selben Abend\aynı kapıya çıkmak ( fig) auf dasselbe hinauslaufen [o herauskommen], aufs [o auf das] Gleiche hinauslaufenbu kalem seninkinin \aynıdır dieser Stift ist der gleiche wie deiner3) gleich\aynı boyda/hızda gleich groß/schnell\aynı düzeyde auf gleicher Ebene\aynı yolun yolcusu Schicksalsgefährte, -gefährtin m, fbenimle \aynı boyda er ist ebenso groß wie ichbiz \aynı yaştayız wir sind gleich alt -
2 aynı
'aynı derselbe; gleich, identisch;aynı şey(dir) das ist dasselbe;aynı zamanda gleichzeitig, zur gleichen Zeit -
3 ayni
-
4 ayni
-
5 áynı
одина́ковый* * *тот же са́мый; то́чно тако́й же, тожде́ственный, иденти́чныйbiz de áynı yoldan geldik — и мы прие́хали то́й же доро́гой
••- áynı derecede
- áynı kapıya çıkmak
- áynı sonuca varmak
- áynı şekilde
- áynı telden çalmak
- áynı yolun yolcusu -
6 aynı
"1. the same; identical; equal: Bu aynı manto. This is the same coat. Aynı ehemmiyette olan bir meseleyi açmak istiyorum. I want to open a question of equal importance. Aynı can sıkıcı lafları tekrarladı. He repeated the same boring phrases. Notlarımız aynı. Our grades are the same. 2. the same: Aynını istiyorum. I´ll have the same. Bu bileziğin aynını yapabilir misin? Can you make a duplicate of this bracelet? - ağzı kullanmak to say essentially the same thing. - fikirde olmak to be of the same opinion, think the same, feel the same. - kapıya çıkmak to come to the same thing, amount to the same thing. - şekilde in the same way. - telden çalmak to say essentially the same thing. -nı yapmak /ın/ 1. to do the same thing (which someone else has done). 2. to make a copy of, duplicate, reproduce. - yolun yolcusu olmak to be headed in the same direction, be fated for the same bad end (as another, as others). - zamanda 1. at the same time, simultaneously: Alp ve Aslan aynı zamanda doğdu. Alp and Aslan were born at the same time. 2. at the same time, yet, however, nevertheless: O hafta briç turnuvasına katıldı, aynı zamanda bütün sınavlarını büyük bir başarıyla verdi. That week he played in the bridge tournament, at the same time he passed all his exams with high marks." -
7 ayni
(Arabic) exact, the same, real; exactly, right on. ayni muddao just what was called for, just what the doctor ordered. ayni zamonda at the same time, meanwhile v.i. to turn bad or sour; to lose color (cloth); to lose one’s morals; to go back on one’s word, to change one’s mind; to sell out; to go beyond the pale, to go too far. ko’ngli aynidi to feel sick to one’s stomach; to become upset. miyasi aynib qolgan to lose one’s senses, to go out of one’s head. fe’li aynib turibdi to get upset. havo aynidi The weather’s gone bad. (aynit) -
8 aynı
(точно) такой же, точь-в-точь, одинаковый, тот жеaynı zamanda - в то же времяaynı yavaşlıqta - с такой же медлительностью -
9 aynı
а тот же са́мый, то́чно тако́й же, одина́ковый, тожде́ственный, иденти́чныйçıkmak, aynı sonuca varmak — прийти́ к тому́ же результа́ту
aynı suretle — то́чно таки́м же о́бразом, то́чно так же
-
10 aynî
одина́ковый* * *веще́ственный, материа́льный ( в противоположность денежному)para vermediler de, şeker, un, pirinç vererek aynî yardımda bulundular — [они́] де́нег не да́ли, но оказа́ли [материа́льную] по́мощь, вы́делив нам са́хар, муку́, рис
-
11 aynî
-
12 ayni
-
13 ayni
1) authentique; identique2) même; ayni paytda en même temps, simultanément -
14 aynı
бертигез; шул ук -
15 aynı
adj. identical, alike, identic, same, equal, like, one, self, selfsame, uniform--------adv. the same, of a piece, to a hair, all of a piece, similarly--------conj. as much as--------n. look alike, the same, no change, like; facsimile--------pref. homo, homoeo [Brit.], homeo--------prep. like* * *1. identically 2. same 3. selfsame -
16 ayni
m; П.; инд.доброво́льная рабо́та в по́льзу общи́ны ( у индейцев) -
17 Ayni
-
18 ayni
heman -
19 aynı
wek -
20 ayni
s. Retorno. || Recompensa, préstamo, mutualidad, correspondencia, retribución, intercambio de acciones o actividades. || Antrop. Formas de reciprocidad económica, cultural, moral que funcionan con mecanismos jurídicos propios a niveles de personas y familias nucleares, dentro del contexto del ayllu o la comunidad campesina andina, extendiéndose a las periferias de los centros urbanos en el Perú, Bolivia, Ecuador y Chile.
См. также в других словарях:
Ayni — oder Ayniy (aus dem Quechua) ist eine im Kulturraum der Anden und im angrenzenden östlichen Tiefland verbreitete, aus präkolumbischer Zeit tradierte Form der Arbeit in gegenseitiger Hilfe. Mitglieder der Dorfgemeinschaft (Ayllu) helfen einer… … Deutsch Wikipedia
Ayni — Saltar a navegación, búsqueda El ayni era un sistema de trabajo de reciprocidad familiar entre los miembros del ayllu, destinado a trabajos agrícolas y a las construcciones de casas. Consistía en la ayuda de trabajos que hacía un grupo de… … Wikipedia Español
ayni — aynî mala ilişkin; eşyaya bağlı; malın mülkiyeti ile ilgili; herkese karşı ileri sürülebilen … Hukuk Sözlüğü
aynı — sf. 1) Başkası değil, yine o 2) Aralarında ayrım olmayan Yirmi sene hep aynı renkler içinde dönüp dolaştık. B. R. Eyuboğlu Birleşik Sözler aynı zamanda Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller aynı ağzı kullanmak aynı kapıya çıkmak aynı potada erimek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayni — 1. sf., esk., Ar. ˁaynī Gözle ilgili 2. sf., esk., Ar. ˁaynī Para olarak değil, madde olarak verilen Ayni yardım. Birleşik Sözler ayni hak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ayni — Original name in latin Ayn Name in other language Aini, Ajni, Ayni, Ayny, Ayn Varziminor, Varzominor, Zakhmatabad, Айн State code TJ Continent/City Asia/Dushanbe longitude 39.39406 latitude 68.53766 altitude 1433 Population 2128 Date 2012 04 05 … Cities with a population over 1000 database
aynı ağzı kullanmak — aynı şeyi söylemek, aynı düşünceyi ileri sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aynı telden çalmak — aynı şeyi söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aynı yolun yolcusu (olmak) — 1) kötü sonları birbirine benzer olan O haspa da aynı yolun yolcusu, elbet birbirlerini kollayacaklar. A. İlhan 2) kaderleri, düşünceleri birbirine benzer olan Bu inanç aynı yolun yolcusu olmak niteliğini yitirecek ve siyasal rekabete… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aynı kapıya çıkmak — sonuç bakımından fark etmemek, aynı sonuca varmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aynı zamanda — zf. Hem de, bununla birlikte … Çağatay Osmanlı Sözlük