-
1 aydınlatmak
aydınlatmak v/t beleuchten; aufklären -
2 aydınlatmak
vt1) beleuchten, leuchten, erleuchtenodayı mumla aydınlatmıştı er hatte das Zimmer mit Kerzen beleuchtet -
3 aydınlatmak
освеща́ть* * *-i1) освеща́ть тж. перен.2) разг. проясня́ть, пролива́ть свет -
4 aydınlatmak
яктырту -
5 aydınlatmak
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > aydınlatmak
-
6 aydınlatmak
v. illuminate, explain; light up, brighten, set light to, lighten, clear, clear up, solve, charge, civilize, clue, elicit, elucidate, enlighten, enucleate, flash, flash on, illume, illumine, irradiate, light, post, rake up, unravel, dissolve* * *1. clarify 2. illuminate -
7 aydınlatmak
ronahî kirin -
8 aydınlatmak
Aydınlatmaq; işıqlandırmaq; izah etmək -
9 aydınlatmak
oświecać; oświetlać; rozjaśniać; świecić; uświadamiać; uświadomić -
10 aydınlatmak
В1) прям., перен. освеща́ть2) просвеща́ть -
11 aydinlatmak
1.1) гъэнэфын/ гъэнэхун, къэгъэнэфын/ къэгъэнэхун; гъэнэфэн/ гъэнэхуэн, къэгъэнэфэн/ къэгъэнэхуэн; къэгъэущын/ къэгъэушын2) къэнэфын/ къэнэхун2.1) къэущын/ къэушын2) къэгъэущын/ къэгъэушын -
12 aydınlatmak
къэнэфэн, къэнафэ, нафэ хъун -
13 aydınlatmak
(bilgilendirmek) διαφωτίζω, κατατοπίζω -
14 aydınlatmak
أنارأومضالتمعبصرتألقترقرقتلألأثقفزهاسنالمعنور -
15 aydınlatmak
1. أنار [أَنَارَ]Anlamı: bir yerin karanlığını gidermek2. أومض [أَوْمَضَ]Anlamı: bir yerin karanlığını gidermek3. التمع [اِلْتَمَعَ]Anlamı: bir yerin karanlığını gidermek4. بصر [بَصَّرَ]Anlamı: bir sorun üzerine bilgi vermek5. تألق [تَأَلَّقَ]Anlamı: bir yerin karanlığını gidermek6. ترقرق [تَرَقْرَقَ]Anlamı: bir yerin karanlığını gidermek7. تلألأ [تَلَأْلَأَ]Anlamı: bir yerin karanlığını gidermek8. ثقف [ثَقَّفَ]Anlamı: bir sorun üzerine bilgi vermek9. زها [زَهَا]Anlamı: bir yerin karanlığını gidermek10. سنا [سَنَا]Anlamı: bir yerin karanlığını gidermek11. لمع [لَمَعَ]Anlamı: bir yerin karanlığını gidermek12. نور [نَوَّرَ]Anlamı: bir yerin karanlığını gidermek -
16 aydınlatmak
"to illuminate, to illumine, to lighten; to clarify, to enlighten, to fill sb in (on sth), to elucidate" -
17 aydınlatmak
/ı/ 1. to illumine, illuminate. 2. to clarify, explain. 3. to enlighten. -
18 aydınlatmak
osvětlit; osvětlovat; osvítit; posvítit; prosvítit; svítit; vysvětlit; vysvětlovat -
19 projektör ile aydınlatmak
v. floodlight -
20 projektörle aydınlatmak
to floodlight
- 1
- 2
См. также в других словарях:
aydınlatmak — i 1) Karanlığı giderip görünür duruma getirmek Işık yüzüne tam tepeden düşüyor ve onu iyice aydınlatıyordu. T. Buğra 2) mec. Bir sorun üzerine bilgi vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cila vermek — aydınlatmak Çocukluk günlerin hatırası zihinlerine cila vermişti. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarutmak — aydınlatmak III, 52 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tenvir etmek — 1) ışıklandırmak, aydınlatmak 2) bilgi vermek, aydınlatmak Hep o musikiden anlayan arkadaşımız konuşuyor, bizi tenvir ediyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
aydınlatıvermek — i Çabucak aydınlatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aydınlatma — is. 1) Aydınlatmak işi 2) tiy. Sahnelerin ışıklandırılması işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
beyaz kitap — is., bı Bir sorunu aydınlatmak ve savunmak için bir kurum veya hükûmetçe yayımlanan kitap … Çağatay Osmanlı Sözlük
duy priz — is. İçerisinde aydınlatmak amacıyla kullanılan duyun yanı sıra elektrik akımı almaya yarayan bir düzeneği de bulunduran alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
genelge — is. Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek, herhangi bir konuda aydınlatmak, dikkat çekmek üzere ilgililere gönderilen yazı, tamim, sirküler İki gün sonra yönetici bir genelge yayımladı. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
haber bülteni — is. Radyonun, televizyonun ve çeşitli haber ajanslarının günün iç ve dış olayları konusunda kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yayımladıkları kısa metin … Çağatay Osmanlı Sözlük
havai fişek — is., ği 1) Gece yapılan törenlerde yakılarak havaya uçurulan, renkli ışıklar saçan fişek 2) ask. Geceleyin düşman bölgelerini aydınlatmak amacıyla kullanılan fişek … Çağatay Osmanlı Sözlük