-
1 освещать
aydınlatmak, ışıklandırmak, tenvir etmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > освещать
-
2 освещать
несов.; сов. - освети́ть; тж. перен.освеща́ть путь / доро́гу кому-л. — birine ışık tutmak
все дома́ бы́ли освещены́ — evlerin hepsi ışıklıydı
освеща́ть положе́ние — durumu aydınlatmak
нау́ка освещает путь пра́ктике — bilim uygulamanın ışık tutucusudur
-
3 озарять
несов.; сов. - озари́ть1) aydınlatmak тж. перен.2) перен. ( приходить в голову) birdenbire aklına gelmek -
4 освещение
с1) aydınlatma тж. перен.дать пра́вильное освеще́ние фа́ктам — olayları doğru aydınlatmak
2) ( свет) ışık (-ğı)при я́рком со́лнечном освеще́нии — parlak güneş aydınlığında
(фото)съёмка при иску́сственном освеще́нии — suni ışıkla fotoğraf çekme
ремо́нт освеще́ния — elektrik tesisatının sarılması
-
5 подсвечивать
несов.; сов. - подсвети́ть -
6 просвещать
несов.; сов. - просвети́тьaydınlatmak, ışığa kavuşturmak, ışık göstermek / tutmak -
7 разъяснять
несов.; сов. - разъясни́тьaçıklamak; anlatmak, aydınlatmak
См. также в других словарях:
aydınlatmak — i 1) Karanlığı giderip görünür duruma getirmek Işık yüzüne tam tepeden düşüyor ve onu iyice aydınlatıyordu. T. Buğra 2) mec. Bir sorun üzerine bilgi vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cila vermek — aydınlatmak Çocukluk günlerin hatırası zihinlerine cila vermişti. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarutmak — aydınlatmak III, 52 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tenvir etmek — 1) ışıklandırmak, aydınlatmak 2) bilgi vermek, aydınlatmak Hep o musikiden anlayan arkadaşımız konuşuyor, bizi tenvir ediyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
aydınlatıvermek — i Çabucak aydınlatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aydınlatma — is. 1) Aydınlatmak işi 2) tiy. Sahnelerin ışıklandırılması işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
beyaz kitap — is., bı Bir sorunu aydınlatmak ve savunmak için bir kurum veya hükûmetçe yayımlanan kitap … Çağatay Osmanlı Sözlük
duy priz — is. İçerisinde aydınlatmak amacıyla kullanılan duyun yanı sıra elektrik akımı almaya yarayan bir düzeneği de bulunduran alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
genelge — is. Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek, herhangi bir konuda aydınlatmak, dikkat çekmek üzere ilgililere gönderilen yazı, tamim, sirküler İki gün sonra yönetici bir genelge yayımladı. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
haber bülteni — is. Radyonun, televizyonun ve çeşitli haber ajanslarının günün iç ve dış olayları konusunda kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yayımladıkları kısa metin … Çağatay Osmanlı Sözlük
havai fişek — is., ği 1) Gece yapılan törenlerde yakılarak havaya uçurulan, renkli ışıklar saçan fişek 2) ask. Geceleyin düşman bölgelerini aydınlatmak amacıyla kullanılan fişek … Çağatay Osmanlı Sözlük