-
1 atmak
atmak <- ar> v/t werfen; schießen; wegwerfen; jemanden hinauswerfen; verbannen; fam flunkern; Besprechung usw verschieben -e auf A; Brief einwerfen; Brücke usw sprengen; Fremdkörper ausscheiden; Mängel beheben, beseitigen; Kugel stoßen; Pfeil abschießen; tun, geben (-e in A, Salz usw); Satellit starten, abschießen; Farbe verschießen, verbleichen; Naht, Marmor usw platzen;b-ne dayak atmak jemanden verprügeln;hapse atmak ins Gefängnis werfen;-in rengi atmak Person erblassen; Sachen verblassen;(havaya) silah atmak einen Schuss (in die Luft) abgeben;b-ni sokağa atmak jemanden auf die Straße setzen;bş-i sokağa atmak etwas zum Fenster hinauswerfen;şafak atıyor der Tag bricht an;b-nde şafak atmak es mit der Angst zu tun bekommen;bş-e tarih atmak das Datum auf etwas setzen;-in tohumunu atmak den Keim legen zu;bş-i b-nin üstüne atmak jemandem etwas zuschieben;atma Recep, din kardeşiyiz scherzh wer’s glaubt, wird selig! -
2 cin
cin1 <- nni> Dämon m, böse(r) Geist; Schelm m, Spitzbube m;cin fikirli superklug; aufgeweckt; verschlagen; Kind Wildfang m;- de cinler cirit oynuyor (oder atıyor) da sagen sich die Füchse gute Nacht;cinleri başına toplanmak (oder üşüşmek) fuchsteufelswild werdencin2 Gin m, Wacholderbranntwein m -
3 nabız
nabzı 120 atıyor er hat einen Puls von 120;-in nabzına girmek sich bei jemandem einschmeicheln;-in nabzına göre şerbet vermek sich lieb Kind machen bei;
См. также в других словарях:
Aziz Nesin — Born Mehmet Nusret Nesin 20 December 1915(1915 12 20) Heybeliada Died 6 July 1995(1995 07 06) (aged 79) … Wikipedia
Muhsin Ertuğral — Personal information Date of birth 15 September 1959 (1959 09 15) (age 52) Place of birth … Wikipedia
Roketsan Cirit — Cirit AH 1W test firing Roketsan Cirit Type Air to surface anti armor and soft target Place of origin … Wikipedia
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dimdik — sf., ği 1) Çok dik 2) Sağlıklı, zinde Müsteşar dimdik, sert adımlar atıyor. P. Safa 3) Sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen, metin 4) zf. Çok dik bir biçimde 5) zf. Sağa sola sapmadan, dosdoğru Çevik adımlarla dimdik yürüyen, uzun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulağı tetikte — is. Kulağı kirişte Kulağı tetikte, avuçları terlemiş, yüreği küt küt atıyor, çıkıyor odadan. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
söndürmek — i 1) Ateş ve ışığın yanmasına, aydınlatmasına son vermek Parmağının ucuna kadar gelen alevi yere atıyor, terliğiyle basarak söndürüyor. P. Safa 2) Hava veya gaz ile şişirilmiş bir şeyin havasını veya gazını boşaltmak Çocuk balonu söndürdü. 3) mec … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıp tıp — zf. Küçük ve hafif bir biçimde Yüreği tıp tıp atıyor. Su tıp tıp damlıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüksek — sf., ği 1) Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan ... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı. Ö. Seyfettin 2) Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor. H. Taner 3) Güçlü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
balgam atmak — yapılmakta olan bir iş veya bir konu üzerine kuşku uyandıracak bir söz söylemek Belki Tayfur a gönlüm vardır diye ortaya balgam atıyor. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
cirit atmak — (bir yerde) bir yerde çokça bulunmak, sık dolaşmak ve serbestçe davranmak Fareler evde cirit atıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük