-
1 arac
شراب مسكرعرق -
2 araç
أداةآلةماكنةماكينةواسطةوسيلة -
3 araç
1. أداة [أَدَاة]2. آلة [آلَة]3. ماكنة [ماكِنَة]4. ماكينة [ماكِينَة]5. واسطة [واسِطَة]6. وسيلة [وَسِيلَة] -
4 kazma
1. بلطة [بَلْطَة]2. حفر [حَفْر]Anlamı: kazmak işi3. صاقور [صاقُور]4. طبر [طَبَر]5. فأس [فَأْس]6. معزق [مِعْزَق]7. معزقة [مِعْزَقَة]8. معول [مِعْوَل]9. مقلب [مِقْلَب]10. منقار [مِنْقار]11. منكاش [مِنْكاش] -
5 delgeç
1. برامة [بَرَّامَة]Anlamı: mukavva, kâğıt, kayış, maden gibi şeylerde delik açmaya yarayan araç2. بزال [بِزَال]Anlamı: mukavva, kâğıt, kayış, maden gibi şeylerde delik açmaya yarayan araç3. ثقابة [ثَقَّابَة]Anlamı: mukavva, kâğıt, kayış, maden gibi şeylerde delik açmaya yarayan araç4. خرامة [خَرَّامَة]Anlamı: mukavva, kâğıt, kayış, maden gibi şeylerde delik açmaya yarayan araç5. مثقاب [مِثْقاب]Anlamı: mukavva, kâğıt, kayış, maden gibi şeylerde delik açmaya yarayan araç6. مثقب [مِثْقَب]Anlamı: mukavva, kâğıt, kayış, maden gibi şeylerde delik açmaya yarayan araç7. مخراز [مِخْراز]Anlamı: mukavva, kâğıt, kayış, maden gibi şeylerde delik açmaya yarayan araç8. مخرز [مِخْرَز]Anlamı: mukavva, kâğıt, kayış, maden gibi şeylerde delik açmaya yarayan araç9. منقب [مِنْقَب]Anlamı: mukavva, kâğıt, kayış, maden gibi şeylerde delik açmaya yarayan araç -
6 balta
1. بلطة [بَلْطَة]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç2. صاقور [صاقُور]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç3. طبر [طَبَر]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç4. فأس [فَأْس]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç5. معزق [مِعْزَق]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç6. معول [مِعْوَل]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç7. مقلب [مِقْلَب]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç8. منقار [مِنْقار]Anlamı: kesmek, yarmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç -
7 değirmen
1. طاحون [طاحُون]Anlamı: öğüten araç veya âlet2. طاحونة [طاحُونَة]Anlamı: öğüten araç veya âlet3. طحانة [طَحَّانَة]Anlamı: öğüten araç veya âlet4. مدقة [مِدَقَّة]Anlamı: öğüten araç veya âlet5. مسحنة [مِسْحَنَة]Anlamı: öğüten araç veya âlet6. مطحنة [مِطْحَنَة]Anlamı: öğüten araç veya âlet7. مطرقة [مِطْرَقَة]Anlamı: öğüten araç veya âlet8. ميقعة [مِيقَعَة]Anlamı: öğüten araç veya âlet -
8 iğne
1. إبرة [إِبْرَة]Anlamı: dikiş dikmeye yarayan çelik araç2. دبوس [دَبُّوس]3. زراقة [زَرَّاقَة]Anlamı: vücuda ilaç vermeye yarayan araç, şırınga4. شص [شِصّ]Anlamı: olta ucundaki çengel5. صنارة [صِنَّارَة]Anlamı: olta ucundaki çengel6. محقن [مِحْقَن]Anlamı: vücuda ilaç vermeye yarayan araç, şırınga7. محقنة [مِحْقَنَة]Anlamı: vücuda ilaç vermeye yarayan araç, şırınga8. مخيط [مِخْيَط]Anlamı: dikiş dikmeye yarayan çelik araç -
9 kürek
1. جاروف [جارُوف]Anlamı: toprak, kömür gibi şeyleri bir yerden bir yere alıp atmaya yarayan araç2. رفش [رَفْش]Anlamı: toprak, kömür gibi şeyleri bir yerden bir yere alıp atmaya yarayan araç3. مجراف [مِجْراف]Anlamı: toprak, kömür gibi şeyleri bir yerden bir yere alıp atmaya yarayan araç4. مجرف [مِجْرَف]Anlamı: toprak, kömür gibi şeyleri bir yerden bir yere alıp atmaya yarayan araç5. مجرفة [مِجْرَفَة]Anlamı: toprak, kömür gibi şeyleri bir yerden bir yere alıp atmaya yarayan araç6. معزق [مِعْزَق]Anlamı: toprak, kömür gibi şeyleri bir yerden bir yere alıp atmaya yarayan araç -
10 arozöz
1. بخاخ [بَخَّاخ]2. بخاخة [بَخَّاخَة]3. رشاشة [رَشَّاشَة]4. منضحة [مِنْضَحَة]5. نضاحة [نَضَّاحَة] -
11 çekiç
1. مدق [مِدَقّ]2. مرزبة [مِرْزَبَّة]3. مسحنة [مِسْحَنَة]4. مطرقة [مِطْرَقَة]5. ميقعة [مِيقَعَة] -
12 kayak
1. زحلوقة [زُحْلُوقَة]2. زلاجة [زَلَّاجَة]3. زلاقة [زَلَّاقَة]4. مزلجة [مِزْلَجَة]5. مزلقة [مِزْلَقَة] -
13 keski
1. إزميل [إِزْمِيل]Anlamı: kesmekte kullanılan araç2. قاطعة [قاطِعَة]Anlamı: kesmekte kullanılan araç3. مقطع [مِقْطَع]Anlamı: kesmekte kullanılan araç4. منحت [مِنْحَت]Anlamı: kesmekte kullanılan araç5. منقاش [مِنْقاش]Anlamı: kesmekte kullanılan araç -
14 masat
1. سنان [سِنَان]2. شاحذة [شاحِذَة]3. مسن [مِسَنّ]4. مشحذ [مِشْحَذ]5. ميقعة [مِيقَعَة] -
15 anahtar
1. إقليد [إِقْلِيد]2. مفتاح [مِفْتاح]3. مقاليد [مَقَالِيد]4. مقلد [مِقْلَد] -
16 baston
1. عصا [عَصًا]Anlamı: yürürken dayanmaya yarayan araç2. منسأة [مِنْسَأَة]Anlamı: yürürken dayanmaya yarayan araç3. عكاز [عُكَّاز]Anlamı: yürürken dayanmaya yarayan araç4. عكازة [عُكَّازَة]Anlamı: yürürken dayanmaya yarayan araç -
17 kıskaç
1. قراضة [قَرَّاضَة]Anlamı: bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense gibi araç2. كماشة [كَمَّاشَة]Anlamı: bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense gibi araç3. مفراص [مِفْراص]Anlamı: bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense gibi araç4. مفرص [مِفْرَص]Anlamı: bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense gibi araç -
18 kurgu
1. إقليد [إِقْلِيد]2. تأمل [تَأَمَّلَ]Anlamı: kuramsal araştırma, spekülâsyon3. تأمل [تَأَمُّل]Anlamı: kuramsal araştırma, spekülâsyon4. تركيب [تَرْكِيب]Anlamı: bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj5. مفتاح [مِفْتاح]6. مقاليد [مَقَالِيد]7. مقلد [مِقْلَد]8. مونتاج [مُونْتاج]Anlamı: bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj -
19 bıçak
1. سكين [سِكِّين]2. سكينة [سِكِّينَة]3. مدية [مُدْيَة] -
20 eğirmen
1. عرناس [عِرْناس]Anlamı: iplik eğirmeğe yarar araç2. مغزل [مِغْزَل]Anlamı: iplik eğirmeğe yarar araç3. وشيعة [وَشِيعَة]Anlamı: iplik eğirmeğe yarar araç
См. также в других словарях:
arac — arac … Dictionnaire des rimes
Arac — Caractéristiques Longueur 27 km Bassin 169 km2 Bassin collecteur … Wikipédia en Français
arac — ARÁC, araci, s.m. Par lung care serveşte la susţinerea viţei de vie şi a altor plante agăţătoare. [var.: harác, harág s.m.] – Din ngr. haráki. Trimis de gall, 13.09.2007. Sursa: DEX 98 ARÁC s. (reg.) pocie, vrăjar. (arac la vie.) Trimis de… … Dicționar Român
Araç — Administration Pays … Wikipédia en Français
Araç — is a town and a district of the Kastamonu Province in the Black Sea region of Turkey … Wikipedia
ARAC — Association républicaine des anciens combattants L Association républicaine des anciens combattants (ARAC) est une association d anciens combattants de gauche, créée en 1917 et existant encore actuellement. Sommaire 1 Historique de l Arac 2 L… … Wikipédia en Français
arac — arak [ arak ] n. m. VAR. arac, arack • arach v. 1520; de l ar. araq (at tamr) « vin (de palme) », littéralt « sueur (de palmier) »; par ext. « spiritueux d orig. végétale » ♦ Spiritueux obtenu à partir du riz fermenté ou du jus de canne à sucre.… … Encyclopédie Universelle
araç — is., cı 1) Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta, gücünden yararlanılan nesne 2) Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta Dil, anlaşmayı sağlayan bir araçtır. 3) Taşıt Taşıt araçlarına hiç binmez, yaz kış asker postalları ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Arac — (Del ár. araq.) ► sustantivo masculino Aguardiente obtenido por destilación de melazas de caña de azúcar fermentadas con levadura de arroz. TAMBIÉN arak, arrak * * * arac m. Cierto licor usado en Oriente, hecho de *arroz fermentado. * * * El Arac … Enciclopedia Universal
Arac — Original name in latin Ara Name in other language Arac, Ara State code TR Continent/City Europe/Istanbul longitude 41.24222 latitude 33.32767 altitude 675 Population 5590 Date 2012 01 18 … Cities with a population over 1000 database
Arac'Attack — Arac Attack, les monstres à huit pattes Sommaire 1 Synopsis 2 Fiche technique 3 Distribution 4 Autour du film … Wikipédia en Français