-
41 from time to time
ara sira, bazen -
42 off and on
ara sira, bazen, ikide birde -
43 on and off
ara sira, bazen, aralikli olarak -
44 sporadic
ara sira görülen, seyrek, daginik -
45 breathe spasmodically
ara sıra nefes al -
46 occasional
ara sıra meydana gelen -
47 on occasion
ara sıra -
48 once in a while
ara sıra -
49 bazı
1. أسهم [أَسْهُم]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit2. أقسومة [أُقْسُومَة]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit3. بعض [بَعْض]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit4. حصة [حِصَّة]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit5. رفد [رِفْد]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit6. سهم [سَهْم]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit7. فرق [فِرْق]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit8. قرعة [قُرْعَة]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit9. قسط [قِسْط]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit10. قسمة [قِسْمَة]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit11. قسيم [قَسِيم]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit12. نصيب [نَصِيب]Anlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit -
50 أحيانا
أَحْيَانًا1. kâhAnlamı: kimi vakit, gâh2. arada birAnlamı: seyrek olarak, nadir3. ara sıraAnlamı: arada sırada, zaman zaman4. bazenAnlamı: bazen, ara sıra, bazı bazı5. bazanAnlamı: bazen, ara sıra, bazı bazı -
51 from time to time
zaman zaman, bazen, ara sıra* * *zaman zaman* * *(occasionally; sometimes: From time to time he brings me a present.) ara sıra, zaman zaman -
52 occasional
adj. ara sıra olan, nadiren, fırsat düştükçe yapılan* * *ara sıra meydana gelen* * *adjective (happening, done etc now and then: I take an occasional trip to London.) arasıra olan -
53 odd
adj. tek, küsur, artan, tek tük, teki olmayan, ara sıra olabilen, tuhaf, acayip, garip, sıradışı* * *tek* * *[od]1) (unusual; strange: He's wearing very odd clothes; a very odd young man.) tuhaf2) ((of a number) that cannot be divided exactly by 2: 5 and 7 are odd (numbers).) ikiye bölünmez3) (not one of a pair, set etc: an odd shoe.) tek4) (occasional; free: at odd moments.) vakit buldukça, ara sıra olan•- oddity- oddly
- oddment
- odds
- odd jobs
- odd job man
- be at odds
- make no odds
- oddly enough
- odd man out / odd one out
- odds and ends
- what's the odds? -
54 once in a while
arada bir, ara sıra, nadiren* * *ara sıra* * *(occasionally: I meet him once in a while at the club.) arasıra, bazen -
55 sometimes
adv. bazen, ara sıra, arada sırada* * *bazen* * *adverb (occasionally: He sometimes goes to America; He goes to America sometimes; Sometimes he seems very forgetful.) ara sıra, bazen -
56 on occasion
fırsat buldukça, ara sıra* * *ara sıra -
57 gelegentlich
-
58 иногда
bazıda, bazı kere (vaqıt), bazan, ara-sıraиногда мы встречаемся - ara-sıra körüşemiz -
59 gelegentlich
-
60 مدى
مَدًى1. hudutAnlamı: uç, son, nihayet2. âhirAnlamı: sonra, sonunda, en sonra3. açıktanAnlamı: bir yerin uzağından4. bitimAnlamı: son, nihayet5. bitişAnlamı: son, nihayet6. ardıncaAnlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra7. hitamAnlamı: son, bitim, nihayet8. mesafeAnlamı: ara, uzaklık9. meydanAnlamı: alan10. meydanlıkAnlamı: alan11. porteAnlamı: genişlik derecesi12. açıklıkAnlamı: uzaklık, mesafe13. ara14. alanAnlamı: düz,, açık ve genişyer, meydan, saha15. alanAnlamı: bir konu veya çalışma çevresi16. uzaklıkAnlamı: iki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe
См. также в других словарях:
ara-sıra — z. Arabir, bəzən, hərdənbir, bəzi vaxt, bəzi hallarda, vaxtdan vaxta. Səhərlərə məxsus olan nəsimdən ara sıra yarpaqlar qımıldanır. . Yarpaqlar arasına sığınmış quşcuğazlar səs səsə verib ötüşürdü. A. Ş.. Kənddə həmişəki kimi sakitlik aram idi.… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
sıra — is. 1) Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. S. F. Abasıyanık 2) Bu biçimdeki topluluğun durumu Sırayı bozmayın. 3) Belirli bir düzene ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara sıra — zf. Seyrek olarak, zaman zaman, arada bir, arada sırada, bazen, bazı bazı, kimi vakit, kimi zaman Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz. F. R. Atay Birleşik Sözler arada sırada … Çağatay Osmanlı Sözlük
AVİNETEN — Ara sıra, tesadüfen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ikide bir — ara sıra, sık sık tekrar … Beypazari ağzindan sözcükler
bir — say. 1. 1 rəqəmi ilə işarə olunan sayın adı, miqdar saylarının ilk vahidi. Üçdən bir çıxmaq. Beşin üstünə bir gəlmək. // Miqdarca tək. Bir cilddən ibarət kitab. 2. Zərf mənasında. Bir yerdə, birgə, birlikdə. Çörəyi bir yedik. 3. Sif. mənasında.… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
seyrək — sif. 1. Bir birindən aralı, uzaq, sıx, qalın olmayan, adda budda (sıx əksi). Seyrək meşə. Seyrək ot. – Uzaqda görünən seyrək pöhrəliyin içi və dilik dilik olan yalların sinəsi yarılırdı. S. R.. // Eyni mənada saç, tük haqqında. Gözlərinin… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
HEBREW LANGUAGE — This entry is arranged according to the following scheme: pre biblical biblical the dead sea scrolls mishnaic medieval modern period A detailed table of contents precedes each section. PRE BIBLICAL nature of the evidence the sources phonology… … Encyclopedia of Judaism
Arabische Philosophie — Die Sultan Ahmet Moschee in Istanbul Die islamische Philosophie (arabisch الفلسفة الإسلامية) umfasst die Philosophie im islamischen Kulturkreis. Die akademische Beschäftigung mit ihr fällt in den Gegenstandsbereich von Philosophie,… … Deutsch Wikipedia
yoklamak — i 1) El ile dokunarak incelemek Hem kendimi hem etrafımda gördüğüm eşyayı elimle yokladım. R. H. Karay 2) Bakmak, gözden geçirmek, kontrol etmek 3) Durum, bilgi, niyet vb.ni belirlemeye veya anlamaya çalışmak Kalbimi ne zaman yokladımsa ona dair… … Çağatay Osmanlı Sözlük