-
1 anlatmak
vt1) erzählenbirine bir şeyi \anlatmak jdm etw erzählen2) ( izah etmek) erklärenbirine bir şeyi \anlatmak jdm etw erklären -
2 anlatmak
anlatmak (-i -e) jemandem etwas (A) erklären,erläutern; Geschichte erzählen; Ereignis schildern; abrechnen (-e mit jemandem; -i wegen G) -
3 anlatmak
3) (birineanlatmak; anlattı; anlatıyor) гурыгъэIон/ гурыгъэIуэн; гуригъэIуагъ/ гуригъэIуащ; гурегъаIо/ гурегъаIуэ5) (biri birilerine anlatmak) афэIотэн/ яхуэIуэтэн (афэсIотагъ/ яхуэсIуэтащ: ben onu onlara anlattım; афэсэIуатэ/ яхузоIуатэ: ben onu onlara anlatıyorum; афэпIотагъ/ яхуэпIуэтащ: sen onu onlara anlattın; афэоIуатэ/ яхубоIуатэ: sen onu onlara anlatıyorsun; афиIуэтагъ/ яхуиIуэтащ: o onu onlara anlattı; афеIуатэ/ яхуеIуатэ: o onu onlara anlatıyor; афэтIотагъ/ яхуэтIуэтащ: biz onu onlara anlattık; афэтэIуатэ/ яхудоIуатэ: biz onu onlara anlatıyoruz; афэшъуIотагъ/ яхуэфIуэтащ: siz onu onlara anlattınız; афэшъоIуатэ/ яхувоIуатэ: siz onu onlara anlatıyorsunuz; афаIуэтагъ/ яхуаIуэтащ: onlar onu onlara anlattılar; афаIуатэ/ яхуаIуатэ: onlar onu onlara anlatıyorlar)6) (biri birinin anlamasını sağlamak/birine kavratmak, hissettirmek, çıtlatmak) зэхегъэшIыкIын/ зэхегъэщIыкIын (зэхырегъэшIыкIы/ зэхрегъэщIыкI); (зэхысигъэшIыкIыгъ/ зэхызигъэщIыкIащ: o bana anlatmak, anlamamı sağladı, kavrattı, bana hissettirdi, çıtlattı), зэхыуигъэшIыкIыгъ/ зэхыуигъэщIыкIащ: o sana anlatmak; зэхыригъэшIыкIыгъ/ зэхыригъэщIыкIащ: o ona anlatmak; зэхытигъэшIыкIыгъ/ зэхыдигъэщIыкIащ: o bize anlatmak; зэхышъуигъэшIыкIыгъ/ зэхывигъэщIыкIащ: o size anlatmak; зэхаригъэшIыкIыгъ/ зэхаригъэщIыкIащ: o onlara anlatmak)7) (biri kendisine anlatmak) къыфэIотэн/ къыхуэIуэтэн (къысфиIотагъ/ къысхуиIуэтащ: o bana anlattı; къысфеIуатэ/ къысхуеIуатэ: o bana anlatıyor;къыпфиIотагъ/къыпхуиIуэтащ, ныпхуиIуэтащ: o sana anlattı; къыпфеIуатэ/къыпхуеIуатэ, ныпхуеIуатэ: o sana anlatıyor; фиIотагъ/ хуиIуэтащ, къыфиIотагъ/къыхуиIуэтащ, ныхуиIуэтащ: o ona anlattı; феIуатэ/ хуеIуатэ, къыфеIуатэ/ къыхуеIуатэ, ныхуеIуатэ: o ona anlatıyor; къытфиIотагъ/ къытхуиIуэтащ: o bize anlattı; къытфеIуатэ/ къытхуеIуатэ: o bize anlatıyor; къышъуфиIотагъ/къыфхуиIуэтащ, ныфхуиIуэтащ: size anlattı; къышъуфеIуатэ/къыфхуеIуатэ, ныфхуеIуатэ: size anlatıyor; яфиIотагъ/ яхуиIуэтащ, къафиIотагъ/ къахуиIуэтащ: onlara anlattı; яфеIуатэ/ яхуеIуатэ, къафеIуатэ/ къахуеIуатэ: onlara anlatıyor)8) (birileri bana/sana beriye doğruanlatmak) къыфаIотэн/ къыхуаIуэтэн (къыфаIуатэ/ къыхуаIуатэ); (къысфаIотагъ/ къысхуаIуэтащ: bana anlattılar; къысфаIуатэ/ къысхуаIуатэ: bana anlatıyorlar; къыпфаIотагъ/ къыпхуаIуэтащ: sana anlattılar; къыпфаIуатэ/къыпхуаIуатэ: sana anlatıyorlar; къыфаIотагъ/ къыхуаIуэтащ: ona anlattılar; къыфаIуатэ/ къыхуаIуатэ: ona anlatıyorlar; къытфаIотагъ/ къытхуаIуэтащ: bize anlattılar; къытфаIуатэ/ къытхуаIуатэ: bize anlatıyorlar; къышъуфаIотагъ/ къыфхуаIуэтащ: size anlattılar; къышъуфаIуатэ/ къыфхуаIуатэ: size anlatıyorlar; къафаIотагъ/ къахуаIуэтащ: onlara anlattılar; къафаIуатэ/ къахуаIуатэ: onlara anlatıyorlar)9) (birileri birilerine öteye doğruanlatmak) афаIотэн/ яхуаIуэтэн (афаIотагъ/ яхуаIуэтащ: onlar onu onlara anlattılar; афаIуатэ/ яхуаIуатэ: onlar onu onlara anlatıyorlar)10) (birilerinin anlamalarını sağlamak) зэхягъэшIыкIын/ зэхайгъэщIыкIын (зэхарегъэшIыкIы/ зэхарегъэщIыкI)11) (birine anlatmak) фэIотэн/ хуэIуэтэн (фэсIотагъ/ хуэсIуэтащ: ben ona anlattım; фэсэIуатэ/ хузоIуатэ: ben ona anlatıyorum; фэпIотагъ/ хуэпIуэтащ: sen ona anlattın; фэоIуатэ/ хубоIуатэ: sen ona anlatıyorsun; фиIуэтагъ/ хуиIуэтащ: o ona anlattı; феIуатэ/ хуеIуатэ: o ona anlatıyor; фэтIотагъ/ хуэтIуэтащ: biz ona anlattık; фэтэIуатэ/ худоIуатэ: biz ona anlatıyoruz; фэшъуIотагъ / хуэфIуэтащ: siz ona anlattınız; фэшъоIуатэ/ хувоIуатэ: siz ona anlatıyoruzsunuz; фаIуэтагъ/ хуаIуэтащ: onlar ona anlattı; фаIуатэ/ хуаIуатэ: onlar ona anlatıyor)13) (birinin anlamasını sağlamak, birine kavratmak, hissettirmek, çıtlatmak) зэхегъэшIыкIын/ зэхегъэщIыкIын (зэхырегъэшIыкIы/ зэхырегъэщIыкI); (зэхезгъэшIыкIыгъ/ зэхезгъэщIыкIащ: ben onu ona anlattım/kavrattım/hissettirdim/ çıtlattım; зэхебгъэшIыкIыгъ/ зэхебгъэщIыкIащ: sen onu ona anlatmak; зэхыригъэшIыкIыгъ/ зэхригъэщIыкIащ: o onu ona anlatmak; зэхедгъэшIыкIыгъ/ зэхедгъэщIыкIащ: biz onu ona anlatmak; зэхежъугъэшIыкIыгъ/ зэхевгъэщIыкIащ: siz onu ona anlatmak; зэхырагъэшIыкIыгъ/ зэхрагъэщIыкIащ: onlar onu ona anlatmak;14) (ifşa etmek) Iуэтэн/Iотэн; (ыIотагъ/ иIуэтащ: anlattı; anlatmak etti; EIУАТЭ: anlatıyor; anlatmak ediyor); хэIу-щIыIу щIын; (anlatmakищIащ/anlatmakещI) -
4 anlatmak
излага́ть расска́зывать* * *-i, -e1) объясня́ть, разъясня́ть, растолко́вывать что, комуsöz anlatmak — убежда́ть, втолко́вывать что, кому
2) расска́зывать, опи́сывать, переска́зыватьanlatabildim mi? — [вам] поня́тно?, вы по́няли?
-
5 anlatmak
В, Д1) объясня́ть, разъясня́ть, растолко́выватьsöz anlatmak — убежда́ть, втолко́вывать
2) расска́зывать, опи́сыватьben ona böyle söylemesini anlatırım — я ему́ отплачу́ за та́кие [его́] слова́
-
6 anlatmak
аңлату; сөләү; сөйләү -
7 anlatmak
adj. be enunciative of--------v. tell, narrate, relate; describe, explain, express, report, communicate, explicate, recount, show forth, unload* * *1. report 2. tell -
8 anlatmak
vegotin -
9 anlatmak
гу лъегъэтэн, егъэшIэн -
10 anlatmak
συνεννοούμαι, συνθηκολογώ, συνομολογώ -
11 anlatmak
أوضحشرح -
12 anlatmak
1. أوضح [أَوْضَحَ]Anlamı: bir konuda açıklamada bulunmak, bilgi vermek, izah etmek2. شرح [شَرَحَ]Anlamı: bir konuda açıklamada bulunmak, bilgi vermek, izah etmek -
13 anlatmak
"to tell, to express, to narrate, to relate, to recount; to explain, to expound; to describe; (maç vb) to commentate (on sth)" -
14 anlatmak
1. /ı/ to explain. 2. /ı/ to relate, tell. 3. /ı/ to describe. 4. /a/ to show (someone) (said threateningly). 5. /ı, a/ to convince (someone) of the truth of (what one is saying). -
15 anlatmak
vykládat; vypravovat -
16 ezbere anlatmak
пересказа́ть [прочи́танное] наизу́сть -
17 dolaylı anlatmak
hint -
18 abartarak anlatmak
v. overdraw -
19 ana hatlarıyla anlatmak
v. crayon -
20 anılarını anlatmak
v. reminisce
См. также в других словарях:
anlatmak — i, e 1) Bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak, bilgi vermek, izah etmek Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi. P. Safa 2) İnandırmak, ikna etmek Derdinizi ona anlatmak kolay değil. 3) nsz Söylemek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meram (veya meramını) anlatmak — isteğini, derdini anlatmak Gözlerini siyasi ihtiraslar bürüyen kimselere meram anlatmak mümkün olmamıştı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür — ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezbere anlatmak — okunan bir şeyi olduğu gibi, bozmadan anlatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaylı anlatmak — anıştırmak, ima etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dert anlatmak — derdini dökmek Elimden çeker alır, kime dert anlatırım o zaman? A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
masal okumak (veya anlatmak) — inandırıcı olmayan, oyalayıcı sözlerle kandırmaya çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf anlatmak — sözünü dinletmek, karşıdakini ikna edinceye kadar konuşmak Aralarından bir tanesi ille de laf anlatacağım diye çene patlatıp duruyormuş. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
tefhim etmek — anlatmak, bildirmek Hâkim, kararını tefhim etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
ukturmak — anlatmak I, 223 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
DERMEYAN ETMEK — Anlatmak, söylemek, iddia ve defi de bulunmak. Beyân. İleri sürmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük