-
1 anlam
anlam Bedeutung f, Sinn m;anlamına gelmek, anlamında olmak bedeuten, heißen; darauf hinauslaufen (dass);anlam aykırılığı Widerspruch m;bş-e anlam katmak etwas (D) Sinn geben -
2 anlam
anlam s1) Sinn mdar/geniş \anlamda im engeren/weiteren Sinnehayatın \anlamı der Sinn des Lebenskelimenin tam \anlamıyla im wahrsten Sinne des Wortes2) Bedeutung f\anlama gelmek bedeutenbu gelmeyecek \anlamına gelir das bedeutet, dass er nicht kommen wirdbu ne \anlama gelir? was bedeutet das? -
3 anlam
значе́ние, смысл; толкanlam aykırılığı — противоре́чие
-
4 anlam
-
5 anlam
мәгнә -
6 anlam
понятие, смысл, значениеİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > anlam
-
7 anlam
n. meaning, sense, point, explanation, acceptation, construction, content, denotation, effect, hang, import, inference, purport, purview, significance, significancy, signification, sound, strain, tenor* * *1. meaning 2. semantics 3. significance 4. meaning (n.) 5. mean (n.) -
8 anlam
wate -
9 añlam
понятие -
10 anlam
Məna -
11 anlam
znaczenie -
12 anlam
-
13 anlam
мэхьанэ, зэхэшIыкI, шIугъэ -
14 anlam
εννοια, νόημα, σημασία -
15 anlam
تصورفحوىمدلولمعنىمفاد -
16 anlam
1. تصور [تَصَوُّر]Anlamı: anlaşılan şey, mana, düşünce veya nesne2. فحوى [فَحْوَى]Anlamı: anlaşılan şey, mana, düşünce veya nesne3. مدلول [مَدْلُول]Anlamı: anlaşılan şey, mana, düşünce veya nesne4. معنى [مَعْنًى]Anlamı: anlaşılan şey, mana, düşünce veya nesne5. مفاد [مُفَاد]Anlamı: anlaşılan şey, mana, düşünce veya nesne -
17 anlam
meaning, sense mana -
18 anlam
1. meaning, sense. 2. connotation. - aykırılığı internal contradiction. - bayağılaşması pejoration. - daralması semantic restriction. - değişmesi semantic change. -ına gelmek to mean, come to mean, amount to. - genişlemesi semantic extension. - kayması semantic displacement, semantic transference. -
19 anlam
məna -
20 anlam
smysl; význam
См. также в других словарях:
anlam — is., db. 1) Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, fehva, valör 2) man. Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlam kötüleşmesi — is., dbl. Anlamı iyi ve olumlu olan bir kelimenin zamanla kötü veya kötüye doğru giden bir anlam kazanması, anlam bayağılaşması … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlam çıkarmak — 1) bir cümleden veya metinden yeni ve değişik bir anlam yakalamak 2) mec. yersiz ve gereksiz bir yargıya varmak, yanlış değerlendirmek; bir söze, söyleyenin aklından geçmeyen bir anlam vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlam bayağılaşması — is., dbl. Anlam kötüleşmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlam bilimi — is., dbl. Dili anlam açısından inceleyen bilim dalı, semantik … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlam bilimsel — sf., dbl. Anlam bilimi ile ilgili, semantik … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlam daralması — is., dbl. Geniş kavramları olan bir kelimenin, bu kavramlar içinden tek bir anlam bildirmesi durumu, genel bir anlamdan özel bir anlama geçiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlam değişmesi — is., dbl. Anlamın daralması, genişlemesi, kayması veya bayağılaşması Göl adı olan Terkos un, musluk suyu anlamında kullanılması anlam değişmesine bir örnektir … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlam genişlemesi — is., dbl. Dar bir anlamda kullanılan bazı kelimelerdeki anlamın ilgili kavramlara yayılması Baş kelimesinin kafa anlamından anlam genişlemesiyle her meslek ve kuruluştaki üst aşama anlamını bildirmesi gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlam iyileşmesi — is., dbl. Kötü ve olumsuz anlamı olan bir kelimenin zamanla iyi anlam kazanması … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlam kayması — is., dbl. Yeni bir anlam vermek üzere kelimelerin gerçek anlamlarından kayarak kalıplaşmaları Dil dökmek, ağız yoklamak … Çağatay Osmanlı Sözlük