-
1 anlaşmak
v. come to an agreement, reach an agreement, agree, get along, get along with, settle with, come to terms; settle, bargain, close, compound, compromise, concert, conspire, covenant, fix on, fix up on, getting on with, go along; make a bargain -
2 anlaşmak
"to understand each other; to come to an agreement, to come to terms; to get on with sb; to get on well (with sb)" -
3 anlaşmak
1. to understand each other. 2. to come to an understanding, reach an agreement. -
4 bakımı için anlaşmak
v. farm out -
5 fiyatta anlaşmak
v. strike a bargain -
6 gizlice anlaşmak
v. collude, conspire -
7 iyi anlaşmak
v. get along with, rub along, stand in with -
8 pazarlıkta anlaşmak
v. strike a bargain -
9 anlaşmamak
v. (neg. form of anlaşmak) come to an agreement, reach an agreement, agree, get along, get along with, settle with, come to terms; settle, bargain, close, compound, compromise, concert, conspire, covenant, fix on, fix up on, getting on with, go along; make a bargain -
10 üç
,-çü three. - adım (atlama) sports hop, step, and jump. - aşağı beş yukarı roughly, approximately. - aşağı beş yukarı anlaşmak (for a buyer and a seller) to agree on a price (after bargaining). - aşağı beş yukarı dolaşmak to pace or wander back and forth, pace or wander up and down. Ü- Aylar Islam the months of Rajab, Sha´ban, and Ramazan. - beş three or four, a few. -e beşe bakmamak not to haggle over trifling sums (while bargaining). - buçuk atmak slang to be afraid that something will go wrong, have kittens. - direkli yelkenli three-masted sailing vessel, three-master. - günlük seyisliği var, kırk yıllık at boku eşeler. colloq. He´s only been here a short while, yet he´s already poking his nose into matters that are over his head. - otuzluk/otuzunda very old, aged, ancient (person). - şeritli yol three-lane highway or road.
См. также в других словарях:
anlaşmak — nsz 1) Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak Uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir. Anayasa 2) le Sözleşmek, sözleşme imzalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
antant kalmak — anlaşmak, uzlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
itilaf etmek — anlaşmak, uyuşmak, uygun olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ittifak etmek — anlaşmak, uyuşmak, bağlaşmak Hazır bulunanların hepsi tatlı dil, güler yüz taraftarlığında ittifak etmiş gibiydiler. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutabakat sağlamak — anlaşmak, uzlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir kazanda kaynamak — anlaşmak, uyuşmak, bağdaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İTİLAF — Anlaşmak. Görüşmek. Uyuşmak. Muvafakat. * Cem olmak, birikmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kesişmek — nsz, le 1) Birbirini kesmek 2) Pazarlıkta, herhangi bir fiyatta anlaşmak 3) argo Erkek ve kadın, bakışlarla anlaşmak 4) mat. Bir nokta veya çizgi üzerinde birbirine kavuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlaşıvermek — nsz, le Çabucak anlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlaşma — is. 1) Anlaşmak işi 2) Devletler arası siyasal, ekonomik, kültürel vb. alanlarda yapılan uzlaşma ve bu uzlaşmanın tespit edildiği belge, uyuşma, itilaf, antant Kültür anlaşması. 3) Sözleşme Birleşik Sözler çerçeve anlaşma centilmenlik anlaşması… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağdaşmak — le 1) Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek Gerçekle bağdaşmayan ihtiraslar, insanın duygusunu hüzünden tedirginliğe hatta tiksintiye kadar zorluyor. T. Buğra 2) Çocuk oyunlarında arkadaş olmak 3) e Bağdaş kurup oturmak İçerde, peykelere… … Çağatay Osmanlı Sözlük