-
1 alınmak
vi2) ankommen3) ( kabul edilmek) aufgenommen werdenokula alındı er wurde in die Schule aufgenommen4) dikkate \alınmak Beachtung finden, berücksichtigt werden5) ( fig)birine bir şeyden \alınmak jdm etw übelnehmen -
2 alınmak
üstüne alınmak etwas auf sich beziehen;alınabilir erhältlich (-den bei, in D) -
3 alınmak
расстра́иваться; обижа́тьсяüstüne alınmak или üzerine alınmak — принима́ть (относи́ть) на свой счёт; расстра́иваться
üstüne alınma, o sana değil — не ду́май, что э́то отно́сится к тебе́
alınma komşum, geçecektir — не печа́лься, сосе́д, всё пройдёт
-
4 alınmak
-
5 alınmak
adj. offended--------v. take offense, take umbrage at, be enrolled, gain admission, resent -
6 alınmak
dilmayin -
7 alınmak
гухэкIын -
8 alınmak
"passive of almak; to resent, to take offence, to be offended" -
9 alınmak
"1. to be taken; to be received. 2. to be bought. 3. /a or dan/ to take offense (at), be offended (by), be hurt (by)." -
10 alınmak
alınmaq -
11 öne alınmak
-
12 askıya alınmak
v. fall into abeyance -
13 ele alınmak
n. be under debate -
14 görevden alınmak
v. be unseated -
15 gözaltına alınmak
n. be in custody -
16 postaneden teslim alınmak üzere gönderilen
adj. poste restanteTurkish-English dictionary > postaneden teslim alınmak üzere gönderilen
-
17 örnek alınmak
v. originate -
18 görevden alınmak
to be dismissed -
19 önü alınmak
to be prevented -
20 get the needle
alınmak
См. также в других словарях:
alınmak — alınmak; kendi ba;ına alacağını almak. I, 22, 203; I I, 159 borçluyu borcu yüzünden sorguya çekme. I, 62 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
alınmak — nsz, e 1) Alma işi yapılmak Mahalle mektebinden alınmış, rüştiyeye verilmiş. H. R. Gürpınar 2) Elde edilmek Her biri gerçek hayattan alınmış birer gerçek olmak. H. R. Gürpınar 3) den Uyarlanmak, adapte olunmak 4) e, den, mec. Bir sözün, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne alınmak — 1) bir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak tedirgin olmak, alınmak 2) bir işi yapmaya söz vermek, ödev alınmak Her biri, ayrı bir defter sayfasının gözden geçirilmesini üstüne aldı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
görevden (veya görevinden) alınmak — 1) bulunduğu görevden çıkarılmak, işine son verilmek, azlolunmak 2) bulunduğu makama ait sorumlulukları üzerinden alınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayakaltına almak (veya alınmak) — hakir görmek (görülmek), gözden çıkarmak (çıkarılmak) Bunlar kolay kolay ayakaltına alınamaz, değil mi? R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
devreye alınmak — işin içine girmesi sağlanmak Devlet Bakanı borçların eritileceğini, dış borçlanma için bankaların ve özel sektörün devreye alınacağını kaydetti … Çağatay Osmanlı Sözlük
muhasara altına alınmak — kuşatılmak Avluda neden bir köşede muhasara altına alındığımı o vakit anlamıştım. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
markaja alınmak — gölgelenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
müşahede altına alınmak — sürekli gözlem altında tutulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
öne alınmak — bir şey veya bir kimseye öncelik tanınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
askere alınmak — askerlik ödevini yapmak için er eğitim merkezine gönderilmek Babam askere alınıp Bağdat a götürülmüş. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük